Bugün, 18 Ekim 2024 Cuma

Zeki ORDU


ÇOCUKLUK RÜYASI

ÇOCUKLUK RÜYASI


 Son okuduğum kitap; tarihçi ve araştırmacı Hocaoğlu Mehmet Karayalman'nın “Çaybaşı Çiladâr Zaviyeleri Muallimhane Vakıfları” ismini taşıyan; bulunduğu bölgenin manevi mirasını sonraki nesillere aktarılmasına vesile olan mühim bir çalışma.
Kitap hakkındaki fikirlerimi daha sonra kaleme alacağım.  Önce kitabın takdim yani bir nevi ön sözü hakkında yazmak istiyorum.
Bu arada, ön sözler için kaç kişi yazı yazdığı hakkında bir bilgiye sahip değilim. Ancak benim bildiğim, yaklaşık on iki sene önce Eğitimci Yazar-Şair Ahmet Sezgin'in “Termeli Yazarlar ve Şairler Ansiklopedisi” adlı eserinin ön sözü hakkında ben yazmıştım. Terme ve ülke için önemli bir eser olduğu kanaatini hala taşıyorum.
Biz gelelim Hocaoğlu Mehmet Karayalman Beyefendi'nin eserine. Yazarımız yakın tarihimizin manevi değerlerine ışık tutmuş. Geleceğe kaynak teşkil edecek eseri okuyucularıyla buluşturmuş.
Kitabın ön sözünü; gönül ve kültür insanı ve ileride daha mühim eserlere imza atacağını düşündüğüm M. Zeki Saka kaleme almış. 
M. Zeki Saka'nın “Zamandır Geçen: Bir Karadeniz Hafızasından İzler” adlı bir eserini okumuştum. Rahmeti dedem “Parça bütünün temsilcisidir” derdi ve çocuk yaşta olduğum için bunun ne demek olduğunu anlamazdım. M. Zeki Saka bu eseriyle “Kültürel çalışma sahasında ben de varım” demek istemişti. Bu eserinden yola çıkarak, daha sonra da aynı mühim vasıflara ait eserler verceğine inancım tam.
Sayın Saka, takdim yazısına çocukluk yıllarından bahsederken, bize;  hasret ve gurbetin ne olduğunu bir defa daha hatırlatmış oldu. Doğduğu yer, şimdi Ordu ilin Çaybaşı ilçesi. Daha çocuk yaşta muhterem babasının görevi ve zaman ilerledikçe tahsil hayatının muhtelif yerlerde geçmesi onun köklerinin bulunduğu coğrafya ile yeterince hemhal olamadığını gösteriyor. 
Bu giriş bana Yahya Kemal Beyatlı'nı “Ezansız Semtler” yazısını hatırlattı. Ezansız semler yazısında “Çocukluk Rüyası” teşhisi çok mühim. Ezansız Semtler başlı başınca incelenmesi lazım bir konu. Ancak onu da şimdi bir yana bırakıyoruz.
M. zeki Saka, Mehmet Karayalman ile tanıştıktan sonra bazı meselelere bakış açısının değiştiğini söylüyor. Ayrıca takdim yazısı yazdığı kitap da M. Zeki Saka'nın coğrafi olarak köklerinin bulunduğu topraklardan bahsediyor. O topraklar, derdi ve gayesi olan herkesin ruh kökünün bir cüzü. Rahmetli dedemin “Parça bütünün temsilcisidir” demesi gibi; Çaybaşı manevi açıdan sadece Çaybaşılıların değil, Ortadoğu, Balkanlar ve Kafkasların da bir cüzüdür.  Burayı da geçelim…
M. Zeki Saka takdimin bir yerinde “ Vakıa Karayalman gayretli bir araştırmacıdır ama kişiyi gayrete getiren bir de himmet vardır” cümlesi belki de eserin vücuda getiren en mühim tespittir. “Himmet…”
Ukalalık veya kibir olmasın diye bu tespite yakın bazı mısralarımı buraya yazmayacağım. Ancak tarihe kayıt düşmüş ünlü gönül insanlarımızdan birkaç mısra yazabilirim. Bunlardan Şeyh Galib'in “Efendimsin cihanda itibarım varsa sendendir” mısraı M. Zeki Saka'nın tespiti ve Hocaoğlu Mehmet Karayalman'ın eseri kaleme alma anlayışı aynıdır. Bu arada Şeyh Galip, “sendendir” redifli şiirini Mevlana Hazretleri için yazmıştır.
M. Zeki Saka, “Karayalman malzemesi bol olan bir araştırmacıdır” derken başka bir kaideye de parmak basıyor. Çünkü günümüzde hayal ürünü eserler ki nasıl eserse artık; yanlışları ortaya çıkınca “Bu bir senaryo” diye geçiştiriyorlar. Kısaca her kafası esen, eser diye bir şeyler karalayıp duruyor. “Faydasız İlimden Allah'a sığınırım” hadisi şerifi ancak çok duyarlı kişilerin destur edindiği bir vaziyettir. 
M. Zeki Saka sanki bir takdim yazısı yazmamış da bundan sonra bu tür eser verecekler nasıl Usûl takip etmeleri lazım geldiğini satır aralarında bize sunmuştur. 
Bu arada bu köşede ayrılan yerin sonuna gelmek üzereyim. Hocaoğlu Mehmet Karayalman'ın bu eserini ve eser hakkında yazılan taktim, giriş, ön söz, mukaddime, dibace ve tanıtım gibi yazılarında okunmasının yazarın kitaplarının daha iyi anlaşılacağı kanaatindeyim.
Bundan sonra da kitap hakkında birkaç kelam etmek istiyorum. Hususiyetle bu eseri vücuda getiren Hocaoğlu Mehmet Karayalman Beyefendi ve en az kitabın değerinde bir takdim yazısını kaleme alan M. Zeki Saka'ya en kalbi şükranlarımı sunarım. Kalemleriniz daim olsun.