Bugün, 30 Nisan 2024 Salı

Selim EROĞLU


ÇÖZÜM BASİT

ÇÖZÜM BASİT


Bu hafta oynanan Giresunspor-Keçiörengücü maçında her iki takımdan “niyetli” bazı oyuncular saha kenarına gelerek hep beraber oruçlarını açmışlar.

İlk önce kimse ne olduğunu anlayamamış. Futbolcuların kavga ettikleri, maçı protesto ettikleri, sakatlandıkları gibi ihtimaller akla gelmiş. Ortada, su, elma, bir dilim ekmek, zeytin, hurma, muz gibi iftariyelikler var. İşin mahiyeti kısa bir zaman sonra anlaşılmış. Hakem düdüğüyle maç devam etmiş.

Maç devam ederken tam iftar vaktinde bir futbolcu sakatlanmış ve yere yatmış. Sahaya sağlık görevlileri girmiş. Sakatlanan futbolcunun tedavisiyle uğraşılırken olmuş bu olanlar. Yani aktif futbol oynanırken olmamış. Bu hareket, planlanmış da olabilir, tesadüfi de olabilir. Bilemiyoruz. Bildiğimiz bir şey var; yaşananlar gerçek ve sahalarımızda ilk defa oluyormuş.

Olayın görüntüleri, fotoğrafları medyaya yansıdı. Ben de oradan öğrendim. “Haber kutsal, yorum hürdür” ilkesinden hareketle, herkes gibi ben de yorum hakkımı kullanıyorum.

Eskiden futbol maçları sadece pazar günleri ve gündüz oynanırdı. Sonraları üç güne çıkarıldı. Günümüzde ise hemen hemen her gün her gece oynanır hale geldi. Oynanmakla kalmıyor yorumlar bir hafta devam ediyor. Ben diyorum ki maç 90 dakika, yankısı bir hafta. Hangi kanalı açarsan aç futbol konuşuluyor. Bir pozisyonun penaltı olup olmadığı sabaha kadar tartışılıyor ve bir neticeye varılamıyor. Hakemler ne yapsın. Bir anlık verdikleri kararlardan dolayı neredeyse çarmıha geriliyorlar.

Şahsen ben kimsenin orucuna karışamam. İsteyen tutar, isteyen tutmaz. Tutmayanın mutlaka bir mazereti vardır diye düşünüp hayra yorarım. Lakin sosyal hayatın sıhhat ve selameti için oruç tutmayanların, tutamayanların bu hallerini belli etmemelerini temenni ederim. Alenen yiyip içmeyi doğru bulmam. Dinimiz de, örfümüz de bunu emrediyor.

Şunu da belirteyim, araştırmalara göre en çok ifa edilen ibadet “oruç” imiş. Çoğu, beş vakit namazını kılmasa bile orucunu tutuyormuş.

Futbolcular da insan, onlar da Müslüman. Dolayısıyla onların içinde de oruç tutanlar olacaktır. “Maç varken oruç tutmasınlar canım” demek en azından basitlik ve oruç tutanlara hakaret olur. Ayrıca kimse oruç tutmamaya zorlanamaz. Buna kimsenin hakkı yoktur. Kişinin mazereti vardır, tutmak istemiyordur, onun bileceği iştir.

Bizde kazara “niyetli misin” diye sorulduğu zaman, oruç tutmayan bile “Allah bilir” cevabını verirdi. Biz, böyle bir kültürün mensubuyuz.

Mübarek Ramazan ayındayız. Halkımızın neredeyse tamamına yakını oruç tutuyor. Bunu cümle âlem biliyor. Bu arada maçlar da tüm hızıyla devam ediyor. Maçlar gündüz de oynanıyor, gece de.

Bu işlerin çözümü gayet basit. Ramazanda iftar zamanına maç koymayacaksın, o kadar.

Çok mu zor? Hiç de zor değil. Bu işleri planlayan muhakkak ki yetkililer vardır. Hiç mi düşünmezler. Ramazanda tüm maçlar gündüz oynansa veya iftardan sonra oynansa ne olur. Hem futbol sadece sahadakilerden ibaret değil ki. Yöneticisi var, taraftarı var, basını var, emekçisi var.

Ne hikmetse bu sene her iftar saatinde maç var. Takımlarına gönül vermiş taraftarlar, bir yandan iftarını açıyor, bir yandan takımının maçını seyrediyor.

“İftar saatine maç konulur” diye bir mecburiyet mi var bilmiyorum. Varsa da bana çok saçma geliyor. Böyle saçmalık olmaz. Varsa, şayet derhal değiştirilmeli.

En büyük sıkıntıyı, oruç tutan futbolcu kardeşlerimiz yaşıyor. Onlara bu haksızlık yapılmamalı. Yetkililer çözüm üretmeli.

Unutmayalım, problemin çözümünde rol almayanlar, sonunda kendileri problem olurlar. Umarım, yetkililer sesimi duyar da çözüm üretirler.