Bugün, 13 Nisan 2025 Pazar

Zeki ORDU


DÖRDÜNCÜ CEMRE

DÖRDÜNCÜ CEMRE


 Ne kadar konuşursanız konuşun, ne kadar anlatırsanız anlatın, yarınlara sadece kayda geçilmiş cümleler kalır. 
İster gazete köşelerinde yazınız, isterse ekranlardan hitap ediniz, isterse meydanlarda nutuk çekiniz; şayet bütün bunlar eskilerin tabiri ile kisve-i taba bürünmemişse yani bir dergi veya kitap haline gelmemişse bir yanıyla noksan kalmış demektir. 
Değerli dostum, gazeteden köşe arkadaşım, meslektaşım, kalem ve kelam erbabı Selim Eroğlu'nu son eseri “Dördüncü Cemre” şahsıma imzalı şekilde bana ulaştı. Önce nazik davranışlarından dolayı teşekkür eder, böyle bir eseri okuruyla buluşturduğu için de tebrik ederim.
Âdetim gereği Terme Bilgi Gazetesi köşe yazarlarını okurum. Öyle ya yan yana gelince yazılmış yazılar hakkında bazı mütalaalar yapma lüzumu olabiliyor. Bu cihetle yazılan yazıları okumakta fayda olduğu kanaati taşıdığım için Selim Eroğlu'nun da yazıları okurdum. 
Yazıları bir kitapta cem olmuş hali insana başka bir okuma iştiyakı veriyor. Daha önce defalarca okumuş olsan dahi her satırı yeniden okuyormuş hissiyatına kapılıyorsunuz.
Meseleye böyle baktığım için kitabı dikkatlice okumaya çalıştım. Kitap 236 sayfa olup 117 başlık altında toplanmış. Yazar; yazılarını kronolojik sıraya göre almış kitaba. İlk yazısı 4.01.2021 tarihli olup, son yazı ise 27.12.2022 tarihini taşıyor. 
Yazı uzunlukları hemen hemen aynı. Konusu hayata ve insana dair. Yani bizden…
Kitapta hangi konular mı var? Öncelikle şunu söylemek isterim ki bu eseri ne zaman okursanız okuyunuz değerinden bir şey kaybetmez. Hatta zaman ilerledikçe bir belgesel hususiyeti taşır. Çünkü yazının özü insan, konusu hayattır.
Kitapta neler yok ki? Öncelikli tema insan…  Daha sonra; nesneler, adetler, coğrafya, yakın tarih, sosyoloji, vefa, iklim, mukayese, mizah ve hüzün…
Şu hususu belirtmeliyim ki kitap benim için bir yol gösterici oldu. Kâh yazı konusu, kâh ifade biçimi, kâh kişilerin davranış şekli ve diğer hususlar. Yani rehberlik etti bir bakıma. 
Dördüncü Cemre sadece vakit geçirmek, boş zamanı değerlendirmek için değil; hayata dair nelerle karşılaşabileceğimizi de öğreten bir eser. Kitaptan alınması gerekli çok ders var. İnsanoğlu her yaşta öğrenmeye mecbur. Öğrendikleri kendisi için olmasa bile sonraki nesiller için yol gösterici olacaktır.
Kitapta; bizim bölgelerde olmayan deyimler, tabirler, atasözleri de yer almış. Hatta okumadan yanlış tahmin ettiğim sözler de olmuştur. Mesela “Bahçe Kapısı Gibi Adam” adlı yazıda olduğu gibi. Bütün bu deyimler, kelimeler, adetler kültür dünyamızın birer parçası. 
Bazı eserler vardır, okunur ve kütüphanede yerini alır. Dördüncü Cemre bence bir başucu kitabı.  Ondan öğrenilecek çok şey var. İnsan demek, zaman sonra mazi demek. Maziye ait bilgilerin bir arada derç edilmesi yaşayan hafıza veya hafızanın yaşatılması demek. Hafıza hatıradır bir yerde.  Yaşanmış kıssalardır. Kıssalardan hisse çıkarmak mühimdir. Tabii hisse çıkarılacak kadar güçlü kıssalara ihtiyaç var. Dördüncü Cemre dikkatlice okunduğunda alınacak çok dersler var.
Bu eseri özellikle öğretmenlerin okumasını istiyorum. Emekli bir eğitimci olarak şunu söyleyebilirim ki Selim Eroğlu sınıfa ait hatıralarını kaleme alırken bir eğitimcinin nelere dikkat etmesi gerektiğine dair ipuçları veriyor. 
Kitaptaki yazıların kronolojik bir sıra takip etmesinin birkaç faydası var. Bu zaman içinde bir yazarın üslubunun nereden nereye geldiğini de gösteriyor. Ayrıca bir sonraki kitap için de bir ön alıştırma oluyor. Selim Eroğlu'nun bundan sonra da kitaplarının basılacağını tahmin ediyorum. Yeni eserlerle okurlarını buluşturması biz okurlar için de bir kazanç olacaktır. 
Selim Eroğlu'nu bu eserinden dolayı tebrik eder, nice eserler vermesini temenni ederim.