Adana İmam Hatip Okulu´nda öğrenci iken arkadaşların hazırladığı gecede hafiften gelen ney sesi eşliğinde seslendirilen ?Ya Hazreti Mevlâna!? nağmesi halâ kulaklarımdadır.
Mevlâna´dan söz ediyorum. Tam adıyla, Mevlâna Celaleddin-i Rumî, sadece Müslümanların değil dünyanın saygı duyduğu bir sevgi ve hoşgörü önderidir.
Bugün Afganistan sınırları içinde olan Horasan´ın Belh şehrinde 1207 yılında dünyaya gelmiştir. Bir süre sonra ailesiyle birlikte Anadolu´ya geçmiş ve Larende´ye (bugünkü Karaman) yerleşmişlerdir. Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat´ın daveti üzerine 1228´de Konya´ya gelmiş ve 1273 yılında ölünceye kadar orada yaşamıştır. Onun ?Düğün Gecesi? (Şeb-i Arus) dediği ölüm yıldönümünde her yıl Konya´da Mevlâna´yı anma töreni yapılmaktadır.
İlçemiz Kozluk Fen Lisesi de bu sene Mevl´ana´yı anma gecesi düzenledi. Son 35 yıl içinde Terme´de ilk defa Mevlâna´yı anma töreni yapıldığına şahit oluyorum. Ben de davetliydim. Terme Bilgi Gazetesi sahibi Dilek Şentürk, yazı ailesi olarak bizleri Kozluk Fen Lisesi´ne götürme nezaketinde bulundu. Biz de bu güzellikten nasibimizi alma fırsatı bulduk.
İmam Hatip Lisesi öğrencisi Rahim Kökten´in Kuran-ı Kerim tilavetiyle başlayan gecede, Muhammed Ali Atik, etkileyici sesiyle kalplere hitap eden ilâhiler seslendirdi. İmam Hatip Ortaokulu öğrencilerinin sema gösterisi de seyirciler tarafından ilgiyle takip edildi. Salonda bulunanların birçoğu belki de bir sema gösterisini ilk defa canlı olarak seyrediyorlardı. Güzel bir gece oldu. Görev alanları tebrik ediyor, emeği geçenlere de teşekkür ediyorum.
Mevlâna´da insan, hayatın merkezine konulmuştur. Mevlevilikte insan son derece değerlidir. Bu bakımdan Mevlâna´ya göre, ?âlemden maksat insandır.?
Mevlâna´nın en önemli eseri, 25.000 beyitten oluşan Mesnevi´dir. O, Mesnevî´ye;
?Bişnev in ney çun şikayet mî kuned,
Ez cüdayı ha hikayet mî kuned? diyerek başlar.
Ne demektir bu?
?Dinle neyden, nasıl şikayet ediyor?
Ayrılıkları nasıl hikaye ediyor??
Sonrasında da ney´in şikayetinin sebebini açıklıyor:
?Beni kamışlıktan kestiklerinden beri, feryadımdan kadın erken herkes inlemektedir.?
Mevlâna insanı, kamış örneği ile anlatmıştır. Ney´in aslı kamıştır. Kamış, vatanı olan sazlıktan kesilmiş ve vatanından uzaklaştırılmıştır. Onun için feryad u figan etmektedir. İnsan da tıpkı ney gibi vatanından uzak kaldığı için ağlamaktadır. İnsanın asıl vatanı ise cennettir, Yaratıcısının yanıdır.
Bu yüzden Mevlâna, ölüm gecesine ?Şeb-i Arus? yani ?Düğün Gecesi? adını vermiştir.
Sevgililer düğünle birbirlerine kavuşur. İnsanoğlu da ölümle sevgiliye, yani Allah´a kavuşur. İşte Mevlâna´nın sözünü ettiği aşk budur. Bu aşk, Allah aşkıdır, Allah sevgisidir.
Mevlâna, makam, mevki, ırk, dil, renk farkı gözetmeden bütün insanlığa değer verir. Ona göre, en kötü insan bile bağışlanmaya ve sevgiye layıktır. Bunun içindir ki onun;
?Gene gel, gene. Ne olursan ol gel.
İster kafir ol, ister mecusî.
Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da gel.
Burası umutsuzluk kapısı değil? dizeleri insana verdiği değeri göstermektedir.
Lakin bazıları Mevlâna´nın bu çağırısını yanlış yorumlamakta ve ?Mevlâna için putperest de Müslüman da birdir? demektedirler. Hayır, öyle değil. O, ?Vaktiyle kafir olsan da, putperest olsan da, şimdi pişman olmuşsan ve gerçeği bulmuşsan gel? demektedir.
Sözümü Mevlâna´nın bilinen öğütleri ile bitiriyorum:
?Şefkat ve merhamette güneş gibi ol,
Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol,
Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.?