Köyde bulunduğum zamanlar, köyümün ileri gelenlerinden, sözü dinlenir, bilgisine itibar edilen, kanaat önderlerinden Şevket Hoca ile sohbet etmekten büyük haz alırım. Aynı zamanda kendisinden çok da istifade ederim.
Dini konularda kafama takılan bir mesele olduğunda kendisine müracaat ederim. En sevdiğim yönü, biliyorsa cevap verir, bilmiyorsa “araştırayım, kitaplara bakayım, bilahare cevap vereyim” der. Hazırcılığa, basma kalıplığa kaçmaz.
Yine böyle üç kişilik bir sohbet meclisinde konu, miras ve nikâh mevzusuna geldi. Kimlere nikâh düşer, kimlere nikâh düşmez mevzusunda aklımıza gelenleri kendisine sual ettik. Konu, süt kardeşliği konusunda düğümlendi. Tabi bu düğümü çözmek de Şevket Hoca’ya kaldı. Yeri gelmişken ifade edeyim, kendisini bilahare ayrı bir yazı konusu yapacağım.
Seksenine merdiven dayamış Şevket Hoca, mevzuyu açıklarken, kendisinden örnek verdi, “Ben falancayla emişmeyim, benim için o kardeş hükmündedir, birbirimize dinen nikahımız düşmez” deyiverdi.
Dikkat ettim, yaygın kullanımıyla süt kardeş tabirini değil de onun yerine mahalli söyleyiş olan “emişme” kelimesini kullandı. Farkında olalım veya olmayalım, biz yöre olarak “emişme” tabirini çok sık kullanırız.
Derlemeci kimliğim hasebiyle tabir kafama takıldı. Her zamanki gibi eve gelince başta TDK’nın ve diğer yayın evlerinin sözlüklerine baktım. Emişme kelimesi kiminde hiç yok, kiminde ise bizim kullandığımız anlamda değildi. TDK, emişmeye, emişme işi anlamını vermekle yetinmiş. Mehmet Doğan, meşhur “Büyük Türkçe Sözlük” ünde, emişmek fiili anlamını vermiş. Hiçbirisi, emişmeye terim anlamıyla süt kardeş anlamını vermemiş. Demek ki bu terim anlamı tam manasıyla bilinmiyor ve yaygın kullanıma dâhil edilmemiş.
Emişme, her yönüyle saf Türkçe bir kelime. Emişme fiilinin işteş hali. Müştereklik söz konusu. Terim anlamıyla aynı zaman dilimizde bir anneyi birden fazla bebeğin emmesi anlamına geliyor. Böyle bir durum hâsıl olunca, o iki çocuk anne ve babaları ayrı da olsa “süt kardeş” oluyorlar, yani bizim tabirle emişme oluyorlar. Emişme olanların da birbirlerine nikâhları düşmüyor. Yani artık kardeş hükmündedirler ve birbirleriyle evlenmeleri haramdır. Evlenmeleri asla caiz olmaz.
Konu bu kadar hassas olduğuna göre bir toplumda kimin kimle emişme olduğu, herkesçe bilinmeli ve alenen ilan edilmeli. Bilinmeli ki yanlış adım atılmamalı. Beş temel esastan biri de neslin korunmasıdır. Neslin korunması, ailenin ve toplumun korunmasıdır. Nesil korunursa, huzurlu aileler ortaya çıkar.
Emişme mevzusu basit bir mevzu değil. Önemli bir mevzu. Tarafları ilgilendirdiği gibi bütün bir cemiyeti de ilgilendiriyor. Emişmenin gizli kapaklısı olmaz. Emişme mevzusu aleniyete dökülmelidir ve tüm toplumca bilinmelidir. Günümüzde mevzunun maalesef hafife alındığını müşahede ediyorum. Eskiler bu hususlarda daha duyarlıydılar.
Seksenine merdiven dayamış Şevket Hoca, bu yaşına rağmen kimle emişme olduğunu biliyor ve hayatını ona göre tanzim ediyor. Bunu da her mecliste ifade etmekten imtina etmiyor. Ben de buradan hareketle Fazilet Teyze, Şevket Hoca’nın emişmesiymiş diyebiliyorum.
Şahsıma gelince, emişmem olduğuna dair bir bilgiye sahip değilim. Olsaydı, dini konularda çok hassas olan rahmetli anam söylerdi diye düşünüyorum.
Kim kimle emişme, herkes bilir diye düşünüyorum. Kişilerin kendilerinin bilmesi yetmez, bütün toplumun da bilmesi gerekir. Emişme mevzusu önemli.