Dilimin bir ifade yazmaya varmadığı gönlümüzün kan ağladığı bu günlerde ümmetin yetim ve öksüz ama korkusuz kahraman çocuklarını en güzel anlatan şiirlerden birini daha paylaşıyorum. Ne yapayım elimden bir şey gelmiyor. Kalemim ve gücüm buna yetiyor belki.
7 Ekim'den bu yana devam eden İsrail'in Gazze'deki saldırılarda yaklaşık dört bin çocuğun katledildiği soykırımı, ümmetin durumunu ve yaşanan tarifsiz acıyı şiire dökmüş ve feryadını bir şairin gönül iniltisiyle dile getirmiş, gözyaşlarını mısralara dökmüş bir şairin mısralarını paylaşıyorum sizlerle.
İşte Ahmet Türkben’in "Filistin'in Çocuk Kahramanlarına" başlıklı şiirinden yürekleri püryan eden o ifadeler:
Ey Mescid-İ Aksa'nın küçük muhafızları
Ey bu çağın ebabil kuşları
ve ey ümmetin yetim coğrafyasının başı dik ve onurlu çocukları
hani uçurtmalarınız nerde sizin
ve hani gökyüzünde özgürlüğe kanat çırpan kuşlarınız
nerdedir oyuncaklarınız
O gülen yüzleriniz nerde
gökten ölüm müdür yağan
duman tüten ocaklarınıza
anneleriniz ninni yerine marşlar mı söylüyor
şimdi şehadete sevdalı babalarınız öldürmeyi mi
bekliyorlar ölümü yiğitçe
ah güneş uzaklaşalı bir insanlık semasından
kapkara kesildi öfkesi
zulmün gecenin en zifiri anında çaldılar oyunlarınızı
hem de kalleşçe
siz misket oynamayı düşlerken sokaklarda
bombalarla bölündü uykularınız
fosfor ve misket bombalarıyla
ve ekranlara kanınız sıçradıkça
karardı
insanlığın kalbi karardı
yer yarıldı gök çatladı utancından
kundaktaki bebekler ölüme uyanırken
ve toprağa verilirken canlarımız
ah sarardı toprağın benzi serabı
şimdi şimdi bir sonbahar hüznünü
meta nasrullah diye bükülmeden bekleşen
savaşın örsünde ateş kesilen canlar
ilahi bir cevap bekliyorlar sabırla
ve çağırıyorlar arza görünmez orduları
and olsun
and olsun keşke toprak olsaydım diyecekleri gün
suçsuz yere öldürülen çocukların
tek tek hesabının sorulacağı güne and olsun
and olsun burçları olan göğe
o vaat edilen güne
şahit olana ve şahit olunana and olsun
zalimlerin kahrolacağı güne and olsun
Filistin'de yaşanan acılar
bir yürek yangını olarak düşüyor ajanslara
acının kalbine bombalar yağdırsalar da
kainat yeni bir güne hazırlanıyor inatla
kutlu bir sancıdır yaşanan
mübarek kılınan toprak şehitlerle bereketleniyor
nice fidanlar kök salıyor toprağa
gözyaşları dua olup perdesiz arşa yükseliyor
yeni bir Ömer
yeni bir Salahattin ve yeni bir Abdülhamit bekleniyor
bir yürüyüş daha başladı şimdi
kutlu bir yürüyüş
tünel karanlıklarından
aydınlık yarınlara ebabillerin durağı
Gazze şimdi gök açtı kapılarını
şehitler kanatlanmış yükseliyorlar semaya
şimdi Gazze'den şimdi Mescid-İ Aksa'dan
yayılıyor bütün dünyaya ebabil kuşları
Kudüs bize bir şeyler söylüyor
yeryüzünde hangi mescit göğe bu kadar yakın
hangi ana bu kadar çocuk verdi toprağa
yeryüzünde hangi taş bu kadar değerli Allah aşkına
hangi çocuk
hangi çocuk bu kadar Filistin bir ülkeyi taşıyor
umudu taşıyor
geleceği taşıyor
minik ellerinde
cesur bakışlarında
Gazze bize bir şeyler söylüyor
kundakların şahit bebekleriyle
tanka meydan okuyan
eli sapanlı çocuklarıyla
şehadete ayarlı yiğitleriyle
ve toprak gibi öylesine sadık
öylesine fedakar analarıyla
Gazze bize bir şeyler söylüyor
dinle beni ey insan
duy benim bağrımdan arşa çıkan feryadı
dünya unutmuşken insanlığını
bir ihanet çemberiyle kuşatılmışken
kardeş bildiklerimiz
kimdir korkak devlerin üstüne yorganlar çeken
köpekler salınmış da sokaklara taşları bağlayan kim
görkemli saraylarında
altından işlemeli tahtlar üstünde
üç maymun suretinde
sağır kör dilsiz ve yüreksiz seyredenler kim
küstah kahkahalarla boğmaya koyulmuşlarsa da
imanın gür sesini
dünyanın sağır kulaklarına inat haykırıyorum işte
haykırıyorum
hangi suçtan söyleyin
hangi suçtan öldü bütün bebekler
sorulacak hesapların kaydını düştü melekler
Affet Allah'ım affet sözüm tükendi benim
açılsın yeniden göklerin kapıları
indir Allah'ım indir
görünmez orduları
silinsin gözyaşları mazlumların
nusretini esirgeme Allah'ım
çağın ebabillerinden
gönder Allah'ım gönder
gönder beklenen kahramanları
Ahmet Türkbe