Bugün, 16 Nisan 2025 Çarşamba

Zeki ORDU


GÖNÜL LEZZETİ

GÖNÜL LEZZETİ


 Yolumuz Terme'ye düşmüştü. Hazır ilçeden geçerken bir dostu ziyaret etmek istedim. İnsanlar dostlarını iyi günlerde de anmalı, mümkünse onları ziyaret etmeli.
Ülkenin muhtelif yerlerinde uzun süre görev yapmıştım. Son olarak Terme ilçesine atandım. Terme'de ilk görev yerim Hüseyinmescit Ortaokulu oldu. Okul müdürü Bülent Yıldız'dı. 
Hüseyinmescit'te üç yıl görev yapıp Terme'nin muhtelif okullarında görev yaptım. Yedi sene kaldığım Terme'de; Sakarlı Ortaokulu, İmam Hatip Ortaokulu, Cumhuriyet Ortaokulu, Gölyazı Ortaokulu, Halk Eğitimi Müdürlüğü, Söğütlü Ortaokulu olmak üzere altı okul, bir de kurum olmak üzere yedi defa yer değiştirdim. Haliyle çok tanıdıklarım oldu.
Bülent Yıldız Terme'de ilk müdürümdü. Onu atandığı diğer okullarda ziyaret ettim. Son olarak da Şehit Kibar Korhan Koç Ortaoklu Müdürü olarak görev verilmişti. Ben de bir vesile ile kendisini ziyaret etmek istedim. 
Atalarımız “Neye niyet, neye kısmet” diye bir söz söylemiş. Bülent Yıldız'ı ziyaret etmek için gittiği zaman kendisinin izinli olduğunu öğrendim.  Ne yapacağımı düşünürken Müdür yardımcısı İlker şahin Beyefendi beni makamına davet etti. Yanımda iç mimar olan küçük kızım da vardı.
İlker Şahin Beyefendi ile makamına geçtiğimizde ilk yaptığımız iş tanışmak oldu haliyle. Kendimi tanıttım. Biri emekli, diğeri aktif iki meslektaş sohbet etmeye başladık. Tabii ana konu eğitim oldu.
Bu arada misafir olduğum için çay veya kahve içermişiniz teklifine karşı çay cevabı verince sohbetimiz çay eşliğinde olacaktı. 
İlker Şahin Beyefendi, gerçek bir beyefendiydi. Daha ilk görüşte yabancılık çekmedim. Odasında bulunan bağlama bile sohbet konusuna dâhil oldu. Bu arada çaylar da geldi. Ancak daha çok kahve ile birlikte ikram edilen çikolatalar da vardı çayın yanında.
Bir an ülkemizin yüce ve güzel gönüllü insanın davranışları geldi. Bu coğrafya misafire değer veren bir özelliğe sahip. Şehrin taşra sayılabilecek bir yerinde bir okula gidiyorsunuz size hatırlı misafir gibi davranıyorlar. Çayın yanında bulunan o küçücük çikolata taneleri belki de dünyanın en tatlı mamulleriydi. Çünkü bir gönül ikramıydı.
Ben çayı şekersiz içmekle birlikte çayın yanında duran o küçük çikolata tanelerinin tadını hissettim. İster gönül sıcaklığı deyin, ister misafir ikramı… Ne fark eder ki?
Bir defa daha bu ülkenin bir ferdi olduğumdan şeref duydum. Tabii o çayı ve çikolatayı getiren kişi adı ve unvanı neydi bilmiyorum. Ama buradan gönül dolusu selamları yolluyorum.
Burası bir devlet dairesiydi ve mesai saatleriydi. Ziyareti uzun tutmak işlerin aksamasına sebep olacağından oradan ayrıldım. Tabii görmeye geldiğim Bülent Yıldız Beyefendiye selam iletmelerini istirham ettim.
Oradan ayrılırken İlker Şahin Beyefendinin samimiyeti, eğitime dair ufku ve çayın yanında yemeden bile tadını hissettiğim çikolataları geride bırakarak ayrıldım. 
Çok teşekkür ederim İlker Şahin Hocam. Bize yabancılık hissi uyandırmadığınız için. Size de teşekkür ederim çayı ve çikolatayı getiren genç arkadaşım. 
Gerçekten çikolatalar harikaydı. Durduğu yerden bile tadını hissettirmişti.
Bülent Yıldız, İlker Şahin ve okulda görev yapan herkese en kalbi selamlarımı sunarım.  Gönlünüzün tadı daim olsun.