Bugün, 29 Eylül 2024 Pazar

Zeki ORDU


GÜL GİBİ İLÇE: GÜLYALI

GÜL GİBİ İLÇE: GÜLYALI


 Bazı yurt köşeleri vardır kendi halinde ve mütevazı. Bir iddiası yoktur. Hani başka ilçeler ve iller arasında olur ya “Biz daha büyüğüz, bir daha tarihi şehiriz, biz daha gelişmiş şehiriz, biz daha…” diye devam eder.
Bazı şehirler vardır ki “gönül” şehirleridir. Kimseye meydan okumaz, kimsenin işine karışmaz, kendi yağıyla kavrulur kabilinden şehirlerdir bunlar.
Ordu’nun Gülyalı ilçesi böyle ilçelerimizdendir. Daha sonra ilçe olmuş ve ülkedeki diğer ilçelerle birlikte kendi bünyesinde gelişmek için mücadele verir olmuş. Bir mülki amiri, bir belediye başkanı var. Bunun yanında kendi mevcudunca okulları.
Ordu merkezi yani Altınordu ile Gülyalı arasındaki mesafe 23 km. Giresun’un Piraziz ilçesine olan uzaklığı ise 7 km. Sınırı bekliyor yani Piraziz ile. Piraziz Giresun ilinin en batısında, Gülyalı ise Ordu ilinin sahilden en doğusunda.
Ordu’nu Samsun iline komşusu Ünye ile arasındaki mesafe ise 77 km. Yani hem Ünye hem de Gülyalı Ordu’nun iki ucunda bulunan serhat ilçeleri.
Biz Ünye’den kalkıp Gülyalı’ya bir ziyarette bulunalım dedik. Yer yer yağmurlu ve çoğunlukla bulutlu bir gün olmasına rağmen yolumuzdan dönmedik. İlin en batısından en doğusuna doğru bir yolculuktu bu. Nihayet yolculuğumuz sonunda Gülyalı ilçesine ulaştık.
İlk işimiz bu kendi halinde olan şehri biraz dolaşmak istedik. Ancak hava şartları buna pek müsaade edecek gibi değildi.  Bizde bu samimi ilçeyi tepeden seyredelim diye Gülyalı’nın Gültepe diye bilinen yerine çıktık. Artık şehir ayaklarımızın altında gibiydi. Bir an kanatlanıp uçmak ve şehrin en merkezi yerine konmak istedik.
Daha sonra bulunduğumuz yerden yani yeşillikler arasından şehri biraz seyredip köy yollarında bulduk kendimizi. Her geçtiğimiz hane Gülyalı’ya aitti. Durup sorsak siz kimsiniz diye istisnasız Gülyalılıyız diyeceklerdi tabii olarak. Artık her ferdin bir aidiyeti vardı.
Daha sonra geldiğimiz yollardan değil de başka bir yoldan indik sahile. Bu sefer kendimizi dünyada çok az örneği olan Ordu-Giresun Havaalanı girişinde bulduk kendimizi. Her ne kadar yolcu olmasak da havaalanını dışından da olsa seyrettik. Yeni kalkmış uçakların fotoğraflarını çektik. Kısa bir süre sonra da oradan ayrıldık.
Ordu Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından desteklenen “Çikolata Park” oldu menzilimiz. Çikolata Park’a uğramadan olmazdı.
Ayrılık vakti yaklaştığında güllerin en çok yakıştığı yerin Gülyalı olduğunu düşündüm bir an. Gülyalı ilçesinin isminin anlamının gül bahçesi olduğunu öğrendiğimiz Gülistan Mahallesi ve yine Gülyalı’yı tepeden gören Gültepe adlı bir yerin varlığı Gülyalı’ya çok yakışmış.
Gül ile bütünleşmiş bir şehir.
Kim bilir kaç kızın ismini ‘gül’ ile başlayan; Gülşen, Gülnur, Gülten koydular. Kaç kızın ismi ise ‘gül’ ile biten kelimelerdir. Nurgül, Ergül, Songül gibi.
Her ne kadar erkek isimlerinde “gül” hecesi bulunmasa da bu isimler birçok erkeğin ya anası, ya bacısı, ya da sevdiğidir.
İsminde “gül” geçen bu isimler bence Gülyalı’nın “Sevgi sembolü” olmayı hak etmişlerdir.
Ne demiş şair; “Gülü tarife ne hacet, ne çiçektir biliriz…”
Her türlü “gül” Gülyalı’ya yakışıyor.