1940 kuşağının en önemli şair ve yazarlarından olan; edebiyat hayatına şiirden mizah öykülerine, romandan çocuk kitaplarına birçok farklı alanda 80'e yakın eser sığdıran; Türk mizah edebiyatının klâsikleri arasında anılan “Hababam Sınıfı” adlı roman ve aynı adı taşıyan sinema filmleriyle büyük üne kavuşan Rıfat Ilgaz, 1911 yılında Kastamonu/Cide'de doğar. Tam adı Mehmet Rıfat Ilgaz olan yazar, döneminde altı yıllık olan ilkokulun beş yılını Cide'de, son yılını Terme Merkez İlkokulu'nda bitirir. Rıfat Ilgaz'ın babası Hüseyin Vehbi Bey, 1923 yılının Mayıs'ında Terme İnhisar (Tekel) Memurluğu'na sürgün edilir.
Mehmet Rıfat Ilgaz, 1923 yılının Eylül'ünde Terme'ye gelir. Rıfat Ilgaz, o zamanın Terme'sini ve yaşadıklarını “Sarı Yazma” isimli romanında uzun uzun anlatır. 1923 Eylül'ünde Cumhuriyet'ten önce Terme'de ilkokul 6. sınıfı okumaya başlar. 1924 yılında Terme Merkez İlkokulu'ndan birincilikle mezun olur.
“Okul başlamıştı, ben altıncı sınıfın en gerisinde gelişi güzel oturuyordum. Sınıfta belli bir yerimin olabilmesi için ilk dönem sınavlarını atlatmam gerekiyordu. Sınıfın birincisi Keleşlerin Mehmet'ti. Birinciliği kaptırmamak için çok tutkulu görünüyordu. Bilgisini pek kestiremezdim ama hiç de akılsız bir çocuğa benzemiyordu...” (Sarı Yazma, Çınar Yay. s.78, 79)
Rıfat Ilgaz'ın Terme'de Matematik öğretmeni, Başöğretmen Naci Bey; Tarih ve Coğrafya öğretmeni, bir ağa çocuğu olan Ali Bey; yardımcı öğretmeni ise Hacı Kuzu'nun -Terme Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'ni kuran Fevzi Demirtürk'ün- büyük oğlu Mehmet Yaşar'dır. Rıfat Ilgaz'ın sınıf arkadaşlarından bazıları Keleşlerin Mehmet, Çerkezlerin Mazhar ve Külahlının Arif'tir.
“Ömer babasız bir çocuktu, onu kendime çok yakın bulurdum. Mazhar, zengin bir ağanın oğluydu, uzak bir köyden gelir giderdi okula. Gözü pek, yürekli, güçlü bir arkadaştı. Benim yanımda otururdu sınıfta. Onu böylece “dümen neferi” olmaktan kurtarmış olurdum. Derste yardımını gördüğü için severdi beni. Cebinden, çantasından köy işi pestiller, cevizli helvalar, çıkarıp kimseye göstermeden vermesini başarırdı. En sevdiğim hediyesi, ipek kumaş inceliğindeki sarı erik pestiliydi.” (s.87)
Rıfat Ilgaz, ortaokul (1927) ve muallim mektebini (öğretmen okulunu) Kastamonu'da okur (1930) ama babası 1927 yılında Terme'de kalp sektesinden vefat edinceye kadar yaz tatillerinde Terme'ye, anne ve babasının yanına gelip gider. Ortaokuldayken 15 yaşında ilk şiir ve yazılarının çıktığı dergi ve gazeteleri babasına Terme'ye gönderir. (Gazeteci-Yazar-Genel Sanat Yönetmeni Uğur Gürsoy; babasının mezarının Terme'de bir camiinin -muhtemelen Yeni Camii'nin- altında olduğunu kendisine bildirmesi üzerine, Rıfat Ilgaz, “Çatal Matal Kaç Çatal” adlı oyununun 1969 yılında Ordu Belediyesi Karadeniz Tiyatrosu tarafından oynatılmasına telif ücreti almadan izin verir.)
Hem yazılarında hem de kişisel hayatında toplumcu bir çizgi devam ettiren Rıfat Ilgaz, yazıları ve kitapları nedeniyle Türkiye'nin en çalkantılı siyasi dönemlerinde pek çok kez kovuşturmaya uğrar ve uzun bir dönem, hayatı hapishane ile hastane arasında geçer.
Üç kez evlenip boşanan Rıfat Ilgaz'ın son eşi, hikâye ve roman yazarı Âfet Ilgaz'dır. Yazarın üç eşinden dört çocuğu bulunmaktadır.
1975-1981 yılları arasında memleketi Cide'de yaşayan Rıfat Ilgaz, 1981'den vefat edinceye kadar oğlu Aydın ile İstanbul'da yaşar. 7 Temmuz 1993'te ölen yazar, Zincirlikuyu Mezarlığına defnedilir.
“Sarı Yazma”; Rıfat Ilgaz'ın Cide'deki çocukluğunu, Samsun ve Terme'ye gelişlerini, Terme'de yaşadıklarını, eğitim ve öğretmenlik yıllarını, sanat faaliyetlerini, sağlık sorunlarını ve cezaevi gözlemlerini yansıtan, 1976 yılında yayınlanan otobiyografik romandır.