Bugün, 28 Eylül 2024 Cumartesi

Zeki ORDU


İLKÜVEZ KÜLTÜR ŞENLİĞİ

İLKÜVEZ KÜLTÜR ŞENLİĞİ


 İlküvez Çaybaşı ilçesine bağlı bir mahalle. Ordu iline uzaklığı 90,5 km. Yani ile en uzak mesafede mütevazı bir yerleşim yeri. 
İlçe merkezlerini esas alacak olsak bile Çaybaşı kendi iline en uzak mesafede. İlçe merkezinin ile uzaklığı 95,7 km. Çaybaşı ilçe olmadan önce ilie en uzak mesafede olan ilçe Mesudiye olup; Ordu Kabadüz caddesi üzerinden ile olan mesafe 90,5 km olup arık ikinci sıraya düşmüştür.
Gelen bir telefon ile İlküvez'de yapılacak olan; Çaybaşı Kaymakamlığı, Çaybaşı Belediyesi ve Çaybaşı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenmekte olan “Eğitim, Bilim, Kültür, Sanat, Spor ve Musiki Şenliği” olarak düzenlenen programa “yazar” olarak davet edildim. Benimle birlikte Ünye'nin mümtaz araştırmacısı ve bölgenin manevi şahsiyetleri üzerine yapmış olduğu çalışmalarla Ünye merkez olmak üzere Doğu Karadeniz Bölgesinde çalışmaları tarihe havale eden Muhterem Mehmet Karayalman Beyefendi de programa davet edilen şahıslardan biriydi.
Yazıma devam etmeden Mehmet Karayalman ile ilgili şunu söyleyebilirim. Neredeyse bir ömür hiç usanmadan büyük bir fedakârlıkla çalışan; milli ve manevi kültürümüze katkıda bulunmuş kişileri bizlere unutturmamak için gece gündüz çalışan biri olduğunu yakinen bilenlerdenim.
Programa davetli olan diğer kişi de mütevazı çalışmalar ile kültür hayatımıza katkıda bulunan Muhterem Yaşar Efiloğlu Beyefendi idi. Naçizane bizler de bu iki kişinin yanında mevcuda dâhil edilmiş olup İlküvez'in yolunu tuttuk.
Çaybaşı'nın bir mahallesi olan İlküvez'e daha önce hiç gitmemiştim. Zaten Çaybaşı da 9 Mayıs 1990 yılında ilçe olmuş ilimizin ve ülkemizin en yeni ilçelerinden biriydi.
Yeni kurulan ilçelerin teşkilatlanması zaman almaktadır. Daha önce belde hükmünde olan bu gibi yerlerin artık haritadaki yeri farklı olmakta; yaşayanlar da yeni bir kimliğe bürünmekteler. Biz üç arkadaş Ünye'den çıkıp önce Çaybaşı'na, sonra da mahallesi olan İküvez'e gidecektik.
Daha önce adını duyduğum ve hiç gitmediği bu ilçeyi hafızamdan tahayyül ederek yolculuğa devam ettik. Nihayet gidereceğimiz yere vasıl olduk.
Bizim için yer ayırmışlardı. Kitaplarımızı ayrılan yerlere yerleştirdik. Daha sonra program başlamadan “şenlik alanını” gezmeye başladık. İlküvez'in haftası olmasından dolayı hem kişi sayısı hem de ilgi bir hayli fazlaydı. Daha önemlisi ilk olmanın verdiği merak ve heves de işin içine katılmasıyla ortaya renkli görüntüler çıktı.
Önce “protokol” konuşmaları yapıldı ve akabinde “şenlik” resmen başladı. Etrafta bir koşturmaca vardı. Yemek yarışmaları, halk oyunları, el hünerleri, sanat eserleri, sportif faaliyetler gibi faaliyetler kendilerine ayrılan yerlerde icra ediliyordu. Biz de kitap imzalamakla meşguldük.
Kitap imzalama vazifemiz öğle vaktine kadar sürdü. Öğleden sonra İLÇEVDER Başkanı Sayın İsa Aydoğdu Beyefendi bize dernek ile ilgili bilgi verdikten sonra İlküvez'de bulunan 22 şelaleden iki tanesini görmemiz için bize mihmandar oldu.  Fazla yer gezemezdik çünkü vaktimiz dardı ve daha Ünye'ye gidilecekti. Oralarda geçecek olan süreyi de göz önüne alacak olursak fazla vaktimiz yoktu.
Sayın İsa Aydoğdu bizi önce Gökçe Gelin, daha sonra da Kibar şelalesine götürdü. Tabii bu ve diğer şelaleler için ileride yine yazacağım için şimdilik teferruata girmek istemiyorum. Şunu söyleyebilirim ki hem Sayın İsa Aydoğdu hem de İLÇEVDER bölgenin tanıtımı için fevkalade güzel çalışmalar yapıyor. Bu da bölgenin tanıtımına katkı sağlıyor. Çok yakında buraların turizm açısında önemli olacağı kanaati taşıyorum.
Gördüğümüz iki şelaleden sonra İlküvez'e veda ediyoruz.
Bize yardımcı olan herkese teşekkür ederiz. Konuyla ilgili bazı görüş ve tespitlerimizi daha sonra kaleme alacağız kısmetse.