B.Rahmi ÖZEN

Tarih: 20.04.2021 09:44

İNSANLARA YETECEK KADAR DUA

Facebook Twitter Linked-in

Pir’ime ve kapısındaki çıplak ayaklı dilenci kadına servetiyle övünen konak sahibi, bir zamanların mağruru o adam, diz çökmüş Yeşilırmak’ın kenarına, ırmak gibi gözyaşlarıyla istiyor servetini. Bütün insanlara yetecek kadar acı, bütün insanlara yetecek kadar duayla…

Yere kapanıyor, dileğini isterken… Secdeye geliyor, çok yüksek bir ulu gerçeğin önünde taş misal güçsüz mü güçsüz.

Ne duyuluyor, ne görünüyor içinden geçen yangın…

Kül olmuş, her köşesinde hizmetçilerin şamdanlar yaktığı, mermer döşeli konak… Ne atı kalmış, ne iti, konak sahibi mağrur adamın. Hepsi yok olmuş, bir kıvılcım eseriyle…

Yerde, gözlerinin engin denizine acı çökmüş ol yassı Elemdağı gibi şimdi adam. Pir’imin sözlerinin misküamber kokusu değer değmez adamın burnuna, bir daha ırgalanıyor yerinden. Berekete gebelendiğinde depreşen ova toprakları gibi… Konağı geliyor gözlerinin önüne… Altınları geliyor; çil çil. Hizmetçileri geliyor, emrine amade; önünde eğilip bel büken uşakları…

‘Rabbim!’ diyor, bir daha konuşamıyor. Ve heykel misal bir susuş, put gibi bir sükûn başlıyor,

Sabahın serinliği…

Ateşin közü gibi yanan avuçlarıyla kar beyazlığı bir duayı yeni bitirmişken gözü yaşlı mazlumlar, ovanın kalbi kırık, yüreği yanık güzelleri, yüreklerini dayamışken kırımızı güllerin dikenlerine…

Ve konak sahibi, kendi kanını dökmek isterken bir gülün rengi gibi…

O denli yanarak dua ediyor ki; duası huzurda kabul görmeden adam, serveti kendine geri verilmeden işte ol konak sahibi… Yani fakire, fukaraya, yoksula, düşküne dağıtmaya söz verdiği serveti kendi acısına ses vermeden ol adamın… Bu kez servetini ve tüm varlığını kalbinden ve gözlerinden acı çekenlere dağıtmaya yeltenirken… Yani ulaşabileceği herkese dağıtarak bitireceğine söz vermişken… Kendine ışıktan basamaklar kurmak isteyip gökyüzüne çıkmayı umarken yani…

‘Acı olmadan olmaz!’ demiş, Pir’im…

Erdemlilere anlam dolu o sözler. Hatırlamış olmalıydı adam, Pir’imden kulağının östakisine vuran ol güher sözleri.

Ve acıyı, tatlı bir meyve olarak tatmadan adam; Yeşilırmak vadisi kararıyor birden. Ovanın üstüne bir süveyda düşüyor; adam kara toprağa dağ gibi düşerken.

Uzak gibi görünen, lakin hiç de uzakta olmayan geliyor, ansızın.

Arkasında bıraktığı karanlığı ışık eylemeden adam ve de sırtındaki servetinin ağırlını hafifletip dağıtamadan; alnındaki bütün ağırlığını secde eylediği toprak zemine yaslıyor.

Son olarak Elemdağı’na bakıyor adam.

Son solukta görüyor ki; kurt ve ceylan yan yana…


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —