Hikâyeler biriktiriyorum
İsimsiz defterimde
Adını ne sen koyacaksın
Ne ben koyacağım.
Bir damla gözyaşı olacak
Her sayfasında
Kurutulmuş papatyalardan
Şiirler dökeceğim satır aralarına
Seviyor, sevmiyor yapıp
Sevmiyor çıkan bütün yaprakları
Rüzgarın önüne atacağım…
Hikâyeler biriktiriyorum
İsimsiz defterimde
Önce dağ başında
Gün görmemiş bir çoban
Okuyacak benim hikâyemi
Sonra uçurumun başındaki çiçek
Ruhumun acısını bilecek…
Hikâyeler biriktiriyorum
İsimsiz defterimde
El ayak çekildiği zaman
Her gece
Sarılacağım kalemime
Ah kalemim! Öteki yanım
Mum ışığında dökeceğim dertlerimi
Hece hece
Ocak başında titreyen alevin
Diliyle yazacağım hikâyemi
Sen bilmezsin ki
Ateşin hangi dilden konuştuğunu
O yüzden benim hikâyelerim
Senin için hep bir bilmece...
Hikâyeler biriktiriyorum
İsimsiz defterimde
Yarım kalmış
Ve asla tamamlanmayacak hikâyeler…
İçimde sakladığım
Ve güneşi hiç görmeyecek buz dağlarını
Gömüyorum sayfaların arasına
İçini dökememiş volkanların
Sessiz çığlıklarından
Notalar diziyorum satırlara.
Hikâyeler biriktiriyorum
İsimsiz defterimde
Bazen okyanusları sığdırıyorum
Bir damlaya
Bazen boğuluyorum
Bir damlanın derinliğinde
Yakamozların ardına saklıyorum
Hırçın dalgalarımı
Kimse görmesin diye.
Hikâyeler biriktiriyorum
İsimsiz defterimde
Buzdan kaleler yaptım kendime
Yalnızca senin bakışınla eriyecek
Sen bakmadığın zaman
Terk edilmiş ıssız bir şehrin
Buz tutmuş yüreğinde
Tutuklu kalacak tüm hayallerim.
Hikâyeler biriktiriyorum
İsimsiz defterimde
Yağmur damlalarından
Mısralar diziyorum dudaklarıma
Kafiyeleri eksik kalıyor
Öpüşlerin yok diye.
Serbest takılıyorum Orhan Veli gibi
Sen yoksan
Kafiyeli şiirlerin canı cehenneme!