Isparta´ya gitmişken 9.?Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel´in mezarına gitmemek olmazdı. Aile efradım da bu yönde ısrarcı oldu. Süleyman Demirel´in mezarının bulunduğu İslamköy, benim geçici ikamet ettiğim Gönen ilçesine 15 km mesafede. Yollar asfalt ve oldukça bakımlı. İslamköy belediyelik bir yer ve Atabey ilçesine bağlı. Atabey ve Gönen yaklaşık beşer bin nüfuslu iki komşu ilçe. Ana yola inmeden, ara yoldan birbirleriyle irtibat halindeler. Terme ile Salıpazarı gibi.
Gönen´den 15 km mesafedeki İslamköy´e doğru yola çıktık. İslamköy´e varmadan, bağlı bulunduğu Atabey ilçesinden geçiyoruz. Az sonra Demirel´in doğup büyüdüğü ve defnedildiği İslamköy´e varıyoruz.
Burası tam bir Anadolu Kasabası. Evler kerpiçten, uçsuz bucaksız ova güllerle ve elmalıklarla dolu. Bütün evler tek yada iki katlı. Öyle apartman falan yok. İnsanları kadınlı-erkekli, kasketli, cepkenli, poturlu, şalvarlı? yöresel kıyafetlerle dolaşıyorlar. Kimi görsek selam veriyoruz. Gülerek ve memnuniyetle mukabelede bulunuyorlar.
Karşımıza, Demirel´in doğduğu kerpiç ev ve bitişiğindeki ?Demokrasi ve Kalkınma Müzesi? çıkıyor. İkisi bir külliye halinde. Demirel´in doğduğu ev de dahil büyük ve geniş bir müze yapılmış. Müze beş on dönümlük düz bir alanda. İçinde müze binalarından hariç, büyük bir cami, namazgah, şadırvan, dinlenme yerleri, tuvaletler? var.
Müzeye giriş ücretsiz. Girişte sizi güleryüzlü görevliler karşılıyor. Bir köyde müze. Belki de Türkiye tarihinde ilk. Pekala bu müze 20 km mesafedeki Isparta merkeze yapılabilirdi. Hem de daha fazla ziyaretçi olurdu. Fakat Demirel ve ailesi sağlığında doğup büyüdükleri yer olan İslamköy´ü uygun görmüşler.
Müzede Demirel´in 91 yıllık hayatı sergileniyor. Demirel´le ilgili yok yok. Fotoğraflar, giysiler, hediyeler, belgeler? ne ararsanız var. Demirel burada zeki, çalışkan, gayretli, hedefleri olan, planlamacı, hazırcevap, nüktedan, halk adamı, Türkiye sevdalısı... olarak tanımlanmış.
Bir şey dikkatimi çekti. Demirel bir yerde: ?Çocukluğumda anam kuyudan eve su taşırken çok çile çekerdi. Adeta kovaların ağırlığından kolları uzardı. Anamın o haline çok üzülürdüm. Bir gün ben okuyacağım. Su mühendisi olacağım ve anam gibi olan Anadolu kadınlarının makus talihini yeneceğim, dedim. İşte barajlar kralı olmamda ve anılmamda anam ve anam gibi olan çilekeş Anadolu kadının payı çok büyüktür.? diyor.
Yan tarafta Demirel´in doğduğu ev müzeye dönüştürülmüş. Burada Demirel´in yaşadığı evi bütün ayrıntılarıyla görmek mümkün. Demirel, doğup büyüdüğü köyünden ve geçmişinden hiç kopmamış ve hiç unutmamış. Bilakis bunlarla iftihar etmiş. ?Benim hayatım bir nevi Türkiye Cumhuriyetinin tarihi ve özetidir? diyor.
Müzeden çıktıktan sonra iki km ileride Nalça Tepe´de bulunan Demirel´in kabrine yöneliyoruz. Burası çam ağaçları içerisinde Isparta´ya hakim hafif yüksek bir tepe. Demirel sağlığında buraya defnedilmeyi kendisi vasiyet etmiş. Mezar şimdilik bir toprak yığınından ibaret. Askerler nöbet tutuyor. Bir görevli gelenlerin isimlerini ve sayısını deftere kaydediyor. Bu günlerde günlük 300 ziyaretçi geliyormuş. Burası daha sonra eşi Nazmiye Hanım da nakledildikten sonra anıt mezara dönüştürülecekmiş.
Mezarın bulunduğu Nalça Tepe´den yirmi km uzaklıktaki Isparta çıplak gözle görülebiliyor.
Mezara bakınca en büyük nasihatin ölüm olduğunu bir kez daha anlıyorum. Ne kadar yaşarsan yaşa ölün hakikatinden kurtuluş yok.
Hüvel Baki. Baki olan Allah´tır.