Bugün, 7 Aralık 2024 Cumartesi

Zeki ORDU


KALKANDERE

KALKANDERE


 Güneşli bir bahar günüydü. Yolum Rize'nin Kalkandere ilçesine düştüğünde takvimler 2 Mayıs 2024 tarihini gösteriyordu.
O gün ilk defa İkizdere ilçesini gezmiş, daha sonra Kalkandere ilçesine uğramıştım. Rize'nin bütün ilçelerini gezmeyi planladığım için her ilçede kalma sürem sınırlıydı.
Kalkandere ilçe sınırlarına girdiğimde sahilden uzak tipik bir Karadeniz ilçesiydi. Coğrafi yapısı dağlık olan bölgede yer yer düzlükler vardı.
Şehri önce yaya dolaştım. Zaten belli bir süre içinde “merkez” tabir edilen yerleri gezebiliyorsunuz. Mütevazı ilçelerimizden biri Kalkandere.  Bu tür ilçelerin tanıtılması ilçe açısından çok önemli.  Kalkandere, İkizdere ilçesine 26,4 km olup Karadeniz'e uzaklığı ise 18 km civarında. Yani İyidere ile İkizdere arasında kurulmuş şirin bir ilçe.
Şehri biraz dolaştıktan sonra Kalkandere Belediyesine uğradım. Gördüğüm kişilere bu ilçede ne için bulunduğumu izah ettim. Ünye'den kalkıp  Kalkandere ilçesine insan ne için gelebilir ki?
İlçe hakkında fiziki notlar aldım önce. Gerisini Belediye Kültür Bürosundan öğrenebilirim diye düşündüm. Zaten bu zamana kadar ziyaret ettiğim yüzün üzerinde ilçede belediyeler kendilerini tanıtan dokümanlar hazırlamış bu hazırlıklar ise şehrin tanıtımı için önemli katkıları olmuş.
Belediye binasında çalışan bir hanımefendi, ilçe tanıtımı için geldiğimi öğrenince bir hayli yardımcı oldu. Nihayetinde bir çalışan olduğu için yerini ter edemedi. Hatta bana hatırlı misafir gibi davranıp “İstediğiniz yerde yemek yiyebilirsiniz, bizden olsun” bile dediler. Benim öyle bir ihtiyacım olmadığı için bu nazik tekliflerini hem memnuniyetle karşıladım hem de zamandan tasarruf etmek için kabul edemedim.
Daha bana Mustafa Yılmaz Bey ile görüşmemi salık verdiler. Mustafa Yılmaz'ın ofisine gittiğimde Kalkandereli vatandaşların isteklerini halletmek için yoğun bir çaba içerisindeydi. Tabiri caizse başını kaşıyacak vakti yoktu. Bana Kalkandere ile ilgili yazılmış bir kitabın ismini ve yazarının ismini verdi. Ancak bahsettiği eserin belediyede olmadığını söyledi.
Aslında bu bir açıdan üzücü bir şeydi. Bir yerlerin tanıtımı için yazılmış eserler, oraları ziyarete gelmiş ve bu hususta incelemeler yapan kişiler için bulundurulması gerekli diye düşündüm. Çünkü İkizdere ilçesinde bana ilçeyle ilgili bir kitap vermişlerdi ve ben o ilçe için birkaç yazı yazmıştım.  Daha sonra başka ilçelerde de buna benzer çalışmalar vardı.
Her şeye rağmen Kalkandere Belediyesi çalışanları güler yüzlü halleriyle güven vericiydiler.  Hepsinin de üzerimde olumlu etkileri oldu. Nereden bilsinler vatandaşın biri ilçe ilçe gezip, gördükleri yeri tanıtmak istediğini. “Bu kadar kusur kadı kızında da bulunur” misali olarak görmek lazım. Elbette elimde üç beş sayfa da olsa Kalkandere'ye ait bazı belgeler olsaydı bu şirin ve mütevazı ilçemizin tanıtımında daha çok katkım olabilirdi.
Oradan çıktıktan sonra yolum Şehit Fikret Metin Öztürk Çok Programlı Anadolu Lisesine düştü. Okulun yeri harikaydı. Tam tamına tabiatla içeydi.  Uzaktan gördüğüm bu okula tarifle ulaştım. İlk karşılaştığım kişi Müdür Yardımcısı Hasan Akalın Beyefendi oldu. İki eğitimci hem bölge hakkında, hem eğitim hakkında, hem de genel ahval üzerine muhabbet ettik. Müktesebatı bir hayli fazla yani donanımlı biriydi. Onunla sohbet etmek çok güzeldi.  Emekli olmama rağmen sohbetinden istifade ettim ve zâtı alilerinden çok şey öğrendim.
Daha sonra Okul Müdürü Sayın Ahmet Coşkun Bey ile tanıştım. Müdür Beye kitabımı imzalayarak hediye ettim. Bu arada Müdür Bey ile eğitime dair sohbet ettik. İdealist bir idareci için en önemli şey öğrencilerin sadece akademik yönleri değil; sosyal ve kültürel yönden de geliştirmek olduğunun idraki içinde ve çalışmalarına bu yönde de hız verdiğini belirtti. Belli ki okuyan ve düşünen bir eğitimci idi ve bu hususta öğrencilerinin çok şanslıydı.  Vaktim dar, yol uzundu.  Kısa ve verimli bir sohbetin ardından yola devam ettim. 
Güne İkizdere, Kalkandere ile başladım. İyidere'yi dönüşte ziyaret etmeye karar verip; Rize'nin Fındıklı ilçesine hareket ettim. 
Fındıklı'dan sonra Ardeşen ve ardından Pazar ilçesinde geceyi geçirdim.
Kalkandere ile ilgi ilerleyen zamanda bir yazı daha yazacağım. Elimde yeterince doküman olmadığı için sadece intibalara dayalı bir yazı olacak. Olsun. Bazen gönülden yazılar, akademik yazılardan daha faydalı olabiliyor.
Bütün Kalkanderelilere en kalbi muhabbetlerimi sunuyorum.