Bugün, 8 Ocak 2025 Çarşamba

Zeki ORDU


“KAR RENKLİ ÇOCUKLUĞUM” ÜZERİNE

“KAR RENKLİ ÇOCUKLUĞUM” ÜZERİNE


 Eğitimci- Şair- Yazar Ahmet Sezgin'in “Kar Renkli Çocukluğum” isimli eseri bana ulaştıktan sonra iki günde okudum. Öncelikle bu eseri adıma imzalayıp bana ulaştırdığı için teşekkür ederim.
Okumalarımı bir plan dâhilinde yaptığım için; kitap elime ulaştığında başka bir eseri okuyordum.  Dolayısı ile aradan birkaç gün geçtikten sonra bu eseri okumaya başladım. İyi ki de böyle bir gecikme olmuş.  Çünkü bu süre içinde Sayın Ahmet Sezgin'in “Kar Renkli Çocukluğum” adlı eseri hatıra dalında 2024 yılının en kitabı ödülüne layık görülmüş. Eser hakkında daha önce yazı yazmış olsaydım bu bilgi burada yer alamayacaktı. Ahmet Sezgin Beyefendiyi bu başarısından dolayı tebrik ederim.
Gelelim kitaba.
İki bölümden ibaret olan kitap 192 sayfa olup; 146 sayfa tutan ilk bölümünde köyünde geçen zamanı kaleme almış. Bir ilim adamı ciddiyeti ile uzaktan yakına doğru yaşamış olduğu dönemi sade bir dille kaleme almış olduğundan, belli yaş üzerindeki okurları muhtemelen çocukluğuna götürmüştür. Çünkü bu coğrafyanın insanları benzer şartlarda yaşamışlardır.
Gaz lambasıyla 18 sene geçirmiş biri olarak Ahmet Sezgin'in o elektriksiz yıllarını anlamamam mümkün değil. Belki geceleri karanlıktı ama yazarımız karanlığı gönül ışığı ile aydınlatmış bir kişi olarak bu günlere gelmiştir. 
Yaşadığı dönemin; Hoca Mektepleri, tek sınıflı ilkokulu, Naile Öğretmeni ve ardından Mahzar Öğretmeni anlatırken geçmiş günlerimi hatırladım.
Hele gurbet! Ah o gurbet! Babasını senede 35 gün ancak gördüğünü yazarken; babasını 40 gün gören biri olarak o hissi en iyi anlayanlardan biriyim.  Babamızın izne geleceği zamanlarda yol gözleme hallerini ve o an hissedilenleri günümüze taşımış satırlarıyla. 
Anne şefkati, baba hasretini çocukluk oyunları bile unutturamamıştır. Küçük şeylerden mutlu olmayı, acılara göğüs germeyi ve bunlarla nasıl yaşandığını kelimelerle nasıl izah edilecekse etmiş. Bir tereğin intizamını, yapma oyuncakları, kedi, köpek ve diğer evcil hayvanlar ile hayvan sevgisini okura ancak bu üslup ile anlatılacağını düşündüm. 
Silah merakının bazı olumsuz durumlara sebep olduğunu, ırmakta yüzme keyfini, okulda dersi dikkatle dinleyip arkadaşlarında geri kalmama mücadelesini, okul ve sınıf ortamını, okula gidiş ve dönüş yolunun tasviri, okura o günleri hatırlatacağından eminim. Şayet bu kitabı okuyanların, içinde o günlere ait  “Tatlı bir hüzün” duymayan biri varsa ya yaşı çok gençtir ya da o kişilere göre 3 kere 3 hep dokuz ederdir. Kimse bana “Elbette 3 kere 3 dokuz eder” demesin! Bazen az veya fazla ediyor işte…
Baba isimlerimiz aynı olan Ahmet Sezgin ile çocukluk yıllarımız da benziyor. Elektriksiz bir ev, dışarıdan taşınan su, yakınlarda birkaç hane, tekin olmayan geceler hatta gündüzler vs…
Hele takım tutma başlıklı yazısında aynı takımı tutmamız bir yana 1973-74 sezonunda maçları radyodan takip eden Ahmet Sezgin; benin o yıllarda İstanbul Kasımpaşa Lisesi talebesi olduğumu ve o sezon İstanbul'da bütün maçlara gittiğimi, 17 gol ile gol kralı olan Cemil Turan'ın İstanbul'da attığı bütün golleri tribünden canlı seyrettiğimi bilemezdi elbet. 
Tarihe “12 Eylül Darbesi” diye geçen o meş'um hadisenin ardında “Peygamber Ocağı” olarak bilinen “Ordu'nun” halka yaptığı zulümlere ülkece şahit olduk “netekim…”
Seçimlerde yüzde 0,5 oy almış bir partinin lideri olan Merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nun cenazesinde yüzbinler var iken, darbenin kudretli zevatı Kenan Evren'in cenazesinde üç-beş devlet erkânının bulunması zaten çok şey ifade ediyordu.
Yerimizin darlığından yazıyı sonlandırırken; kitap hakkında şahsıma ait bazı görüşlerimi buraya yazmak istiyorum.
Kitabın başlıklarından bazıları güzel bir senaryo ile dizi film yapılabilir. Bazı başlıklar tek başına sinema filmi olabilir. Bazı başlıklardan güzel bir hikâye konusu ve konunun aslına sadık kalınarak bazı başlıklardan da roman yazılabilir. Bazı başlıklar belgesel konusu olabilir. Ve kitap topyekûn halinde “Bir devrin sosyolojik yapısı” hakkında bir araştırma yapılabilir. 
Öncelikle böyle bir esere imza attığından dolayı Ahmet Sezgin'i tebrik ederim. Bu esri ödüle layık gören heyeti de seçiminden dolayı tebrik ederim.  Lütfedip adımıza imzaladığı içinde teşekkür ederim.
Nice eserlere inşallah.