Bugün, 29 Ocak 2025 Çarşamba

Seyfi GÜNAÇTI


Kırkbir yıl sonra gelen buluşma

Kırkbir yıl sonra gelen buluşma


 18.10.2024 Cuma günü TİMMDER'in facebook sayfasında bir duyuru gördüm. Duyuruda, “Terme İmam Hatip Lisesi 1982-1983 mezunları olarak, eğitimimize katkıları olan Kültür Derslerimize giren öğretmenlerimizin ve davetimize icabet eden öğretmenlerimizin gönüllerini almak amacıyla Soğancılar Tesisleri Sultan Salonunda 19 Ekim Cumartesi saat 13.00- 17.00 arasında ağırlayacağız. Bütün (Tüm) İmam Hatip mezun ve mensupları davetlidir” deniliyordu.
Davet sahipleri kimler? Terme İmam Hatip Lisesi'nin 1982-1983 mezunları. 
Bundan tam 41 yıl önce derslerine giren öğretmenlerini buluşmaya davet ediyorlar. Bugün çoğunluğu, belki de tamamı emekli olmuş, çocukları bir yana torun sahibi kişiler.
Kırkbir yıl önceki öğretmenleri ile buluşmak, konuşmak, hasret gidermek istiyorlar. Buluşmanın adını da 'Gönül alma' koymuşlar. Neden gönül alma?
“Şimdiye kadar sizi davet edemediğimiz için üzgünüz.  Sizi unuttuğumuzu sanabilirsiniz. Hayır, biz sizi unutmadık. Saygımız, sevgimiz devam ediyor. Bu buluşma ile gönlünüzü almak istiyoruz” demek istemişler. Ben öyle anladım. Ben bu düşünceye “Bir vefa örneği” diyorum.
Tam kırkbir yıl. Aradan yarım asra yakın bir zaman geçse de öğretmenlerini unutmayan bir nesil! Tebrik etmenin yanı sıra “41 kere maşallah” duasını hak etmiyorlar mı?
Davete icabet eden öğretmenler de övgüyü hak ediyor. Terme'den katılanları saymıyorum; Matematik Öğretmeni Mahmut Nedim Tablı Bursa'dan, Matematik Öğretmeni Faruk Ülker İstanbul'dan, Edebiyat Öğretmeni Ferhat Tamir Ankara'dan gelmiş. Tarih Öğretmeni İshak Ceylan biraz daha yakından, Çorum Kargı'dan davete icabet etmiş.
Aynı zamanda avukatlık da yapan Faruk Ülker, “Bugün İstanbul'da önemli bir Baro seçimi var. Yedi aday seçime katılıyor. Onlardan biri de benim öne sürdüğüm, desteklediğim birisi. Onun yanında olmam gerekiyordu. Ancak arkadaştan affımı istedim ve öğrencilerimin davetine katılmayı seçtim” dedi.
Terme'den katılanlara gelince; Okulun ilk müdür yardımcılarından Ethem Doğan, Meslek Dersleri Öğretmeni İrfan Akbulut, Terme Lisesi Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni Şemsettin Çakır. Ayrıca uzun yıllar Atatürk İlkokulu'nda müdür yardımcılığı yapan Abdullah Tunç da oradaydı. Davetli öğretmenlerden birisi ile gelmiş. Abdullah Bey bir İmam Hatipli değildi ama duruşuyla ve yaşayışıyla bir İmam hatipli gibiydi.
Tekrar başa dönelim.
Duyuru yazısına baktım; ben bu davet kapsamına girmiyordum. Ancak bir açık kapı gördüm:  “…davetimize icabet eden öğretmenlerimizin…” deniliyordu. Düşündüm; acaba ben bu gruba giriyor muydum? Katılım için sınır koymuşlardı ama bir açık kapı daha vardı: 
“Bütün İmam Hatip mezun ve mensupları davetlidir” deniliyordu.
Ben bu okulun mezunu olmasam bile bu okulda 3,5 sene öğretmen ve idareci olarak görev yapmıştım. Kaldı ki ben bir 'İmam Hatip' mezunu ve mensubuydum. O gün kapalı salonda bir programı takip etmem gerekiyordu ve işim ancak 14.00'te bitebilirdi. Öyleyse başlangıçta hazır bulunamasam bile programın ilerleyen saatlerinde salona gidebilirdim. 
Bu düşünceler içindeyken ertesi gün 11.25'de mezunlardan Şükrü Gürler beni aradı. Yüz yüze görüşüyorduk ama yanlış hatırlamıyorsam beni ilk defa telefonla arıyordu. Buluşmaya beni de davet etti.  Programın, duyuruda belirtilen saat yerine 14.00'te başlayacağını söyledi. 
Rahatlamıştım; davete gitmek için artık elim güçlenmişti.
O gün Emekli Coğrafya Öğretmeni Ali Alper ile buluştuk ve kapalı spor salonuna giderek voleybol maçını birlikte seyrettik. Tahmin ettiğim gibi maç saat 14.00'te bitti. Dönüşte Ali Bey beni Soğancılar Tesislerine bıraktı. Kendisine teşekkür ediyorum.
Yol seviyesine göre alt katta bulunan Sultan Salonuna girdiğimde bir grup eski mezun sıraya girmiş Tarih Öğretmeni İshak Ceylan'a, samimi bir karşılama ile “Hoş geldin” diyorlardı. Ben de İshak Bey'i aynı minval üzere hoşladım. (Devam edecek)