Zeki ORDU

Tarih: 16.05.2024 17:17

KORGAN’A SON BAKIŞ

Facebook Twitter Linked-in

 Tam yarım asır önceydi. Ülkenin %70’i köylerde yaşıyordu. Yine ülkenin ancak üçte birinde elektrik vardı. Tam bir köylü toplumu idik.
İnsanlar daha çok tarıma dayalı bir hayat sürüyordu. Karadeniz’de ise fındık o zamanlar çok önemli bir gelir kaynağıydı. Çünkü nüfus az işlenen arazi aynıydı. Dolayısı ile elde edilen gelir bir aileye bir yıl yetecek kadardı.
Elektrik, doğalgaz, telefon su giderleri yoktu. En önemlisi insanlar kanaatkârdı.
Korgan’ın ismini on yaşlarında iken duymuştum. Arazinin nüfusa göre fazla olması işçi ihtiyacı artıyordu. Bunun için daha fındığın ulaşmadığı yerlerden fındık işçileri çağrılırdı. Ordu’nun Perşembe ilçesine gelen işçiler ise Korgan’dan gelirdi.
Bu durum uzun yıllar devam etti. Ne zaman fındık mevsimi gelse yerli ahali Korgan’dan işçi davet ederlerdi. Daha önce kurulmuş dostluklar gelen kişilerin hemen hemen aynı olmasına sebep olurdu.
Daha sonra Trabzon lastiği olarak bilinen ayakkabı türünün Korganlı işçilerin ayaklarında görünce o ayakkabılar bizim buralarda “Korgan Lastiği” olarak adlandırıldı. Ta ki aslını öğrenene kadar.
Yıllar sonra Ünye’ye öğretmen olarak geldiğimde Korganlı kişilerle tanıştım ve çoğu ile dost oldum.
Aradan geçen zaman içinde bölge ile bilgilerimiz kâh tanıdığımız insanlar, kâh teknolojinin gelişmesi, kâh ulaşımın kolaylaşması sonucu bir bakıma uzaklar yakın oldu.
Korgan ismini duyduğum zamanın üzerinde yaklaşık 60 sene geçmişti ki 2024 yılının ramazan ayında Korgan ve Kumru’yu ziyaret etmek için yola koyuldum. Ramazan ayı olduğu için iftarlığımı da yanıma aldım. Öyle ya akşam Korgan’da konaklayacaktım.
Güneş doğar doğmaz yola koyuldum. Ünye ile Korgan arasında taşıt ile yaklaşık bir saati aşkın yol vardı. Gün yeni başlamıştı. Ben Fatsa içesinden Korgan-Kumru yolu üzerinde seyahatime devam ediyordum. Rakım gittikçe artıyordu. Ben de hedefime anbean yaklaşıyordum
Sonunda Korgan-Kumru ayırımına geldim. Planım gereği önce Korgan’a gidecektim. Ve tabelanın gösterdiği yöne doğru hareket ettim. Bazen sağımda, bazen de solumda görünen tepeler bana selam veriyor gibiydi. Derin vadiler sağımda ve solumda yer değiştiriyordu. Ara sıra durup fotoğraf çekiyordum.
Ardımda yoldan geçen insanlar ve haneleri bırakarak yola devam ettim. Sonunda ilçe sınırları içine girdim. Konaklama yerimi de hallettikten sonra ilçeyi önce taşıt ile sonra da yaya olarak dolaştım. Şehrin dilsiz olarak söyledikleri oldukça önemlidir. Bu iki kişi arasında harfsiz ve kelimesiz konuşmaya benzer. Ben de Korgan ile harfsiz ve kelimesiz konuştum biraz.
Daha sonra ziyaret etmek için daha önce hazırladığım listeye sadık kalarak bazı okulları ziyaret ettim. Bazı okullarda idari işlerin yoğun olması dolayısı ile bulunamadım. Birçok okul ise beni kabul etti. Ziyaret ettiğim okullarda yapılan çalışmaları kendi üslubumca kaleme aldım. Çünkü çok güzel işler yapan okullar vardı. Onları tekrar tebrik ediyorum.
Bir gece iki gündüz süren Korgan ziyaretime yekûn altı yazı sığdırdım. Bunları ilgili okullar ile de paylaştım. Tabi paylaştıkları sadece o okul ve muhit olan yazılardı. İlçe merkezinden sonra daha önce belde olan Tepealan’a da uğradım. Yolculuk esnasında bahar emarelerinin varlığına şahit oldum. Tepealan bir yazıdan daha fazla bir yerdi.
Şu ana kadar bununla birlikte altı yazı yazdığım Korgan için zaruretten dolayı son veriyorum. Kısmet olur tekrar uğrarsam yeni yazılar yazarım kısmetse.
Bu arada mükerrer olmasın diye bana yardımcı olan okul idarecilerine teşekkür ederim. Hepinizin yeri bende mahfuz. Onları hiç unutmayacağım.
Hiç uğrayamadım yerler için de üzgünüm. Tabii uğrayıp da meşgul olanlar içinde bir şeyler yazacak bilgiye sahip değilim.
Gönül isterdi ki herkes hakkında bir-iki kelam edip hatıralarını tarihe havale edeyim.
Korgan’a, Korganlılara ve Korgan’da geçici olarak buluna herkese en kalbi selamlarımı sunarım. Korgan da gönül tarihi içinde yer alan yerlerden bir artık benim için…


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —