Bugün, 30 Nisan 2024 Salı

Seyfi GÜNAÇTI


Kültür ve Sanat

Kültür ve Sanat


Kültür; “toplumların kendilerine özgü olan ve gelecek nesillere aktardıkları maddi ve manevi her şey” diye tanımlanmış.

Kültür; bir toplumun gelenekleri, görenekleri, dili, dini, edebiyatı, giyimi, mimarisi, yemekleri vs’dir. Öyleyse sanat da kültürün bir parçasıdır.

Zeki Ordu kardeşim, 24.04.2021 tarihli “Panoya Asılan Yaprak” başlıklı yazısında, “Geçenlerde dostlar ile Ünye’de ‘küllük’ namıyla anılan yerde sohbet ediyorduk. Günlük konulardan tutun da hatıralara kadar her şeyi konuşuyorduk. Dostlarla bir arada bulunup sohbet etmenin, hem hal olmanın hazzını çok az şeyde bulursunuz” demiş.

Terme’deki bir sohbetimizde de Ünye’deki ‘küllük’ten sitayişle bahsetmişti Zeki Bey. O anlatırken ben, “Neden Terme’de küllük benzeri bir sohbet yerimiz yok diye hayıflanmıştım.

Terme Bilgi Gazetesi ailesi olarak 23.10.2021 tarihinde bir araya geldiğimiz kahvaltılı sohbette, Terme’nin 32 ödüllü yazarı Baha Rahmi Özen de bu ihtiyaçtan söz etti. Yapılmasını talep ettiği mekânın yerini de belirterek, “Pazar Camisi bahçesindeki şadırvanın kenarına, beton zeminin üzerine yazarların ve edebiyat gönüllülerinin oturup sohbet edeceği ahşap malzeme ile bir mekân inşa etmesi konusundaki önerimin Terme Belediyesine iletilmesine, gazetemizin aracı olmasını talep ediyorum” demişti.

Geçen haftaki (10.11.2021) yazısında da bu isteğini dile getirmiş:

“Terme’de; yazar, şair, gazeteci ve kültür adamları olarak buluşup sohbet edeceğimiz, kültürel konularda fikir teatisinde bulunacağımız bir mekân yok. Böyle bir mekânın özlemini yıllardır birbirimize söyleyip duruyoruz. Ama hepsi o kadar…

Belediye Başkanımız Sayın Ali Kılıç’tan; kültür, sanat, edebiyat erbabı, gençler ve arkadaşlarım adına böyle bir mekânı talep ediyorum” demiş.

Lafı çok mu uzattım?

Öyleyse hemen söyleyeyim. Ben de böyle bir mekânın eksikliğini hissediyorum. Ama Üstat Rahmi Özen’’in işaret ettiği yerde olur, ama uygun görülen başka bir yerde. Gazete yazarlarının, edebiyatçıların, sanat erbabının ve bu konulara gönül verenlerin oturup sohbet edebilecekleri bir mekân oluşturulmasının Terme’ye değer katacağını düşünüyorum.

Kültür adına Terme’nin bir diğer ihtiyacı da müzedir.

Müzeler, geçmiş ile gelecek arasında bir köprü vazifesi görür. Sırası geldi, öğrencilerimize ilkokuldayken idare lambası ile ders yaptığımızı anlattık. Gençler bundan bir şeyler çıkarmıştır. Belki idare lambasının resmini de bir yerde görmüştür. Fakat hiçbiri, aslını görmek kadar etkili olamaz. İyi de gençler idare lambasını hangi esnafta, hangi vitrinde görebilecek?

Vaktiyle Gölyazı Belediyesi’nde turizm konulu bir toplantıya katılmıştım. Terme’nin müze ihtiyacı orada da dile getirilmişti. Hatta bunu savunanlardan biri de, zamanın Kozluk Belediye Başkanı Sayın Şenol Kul idi. Şenol Kul, Terme Belediye Başkanı seçildiğinde ona bu konuyu hatırlattım. Yardımcı olacağımı bildirdim. O da ilgileneceğini söyledi. Lakin onun başkanlığı döneminde bu düşünce gerçekleşmedi.

Müze kurmanın bir belediye için çok zor olmadığını düşünüyorum.

Aslında Terme için böyle bir şans doğmuştu. Yahya Kemal İlkokulunun öğrencileri Ahmet Ersoy İlkokulu’na nakledilmiş, tarihi bina boş kalmıştı. Hatta buranın müzeye dönüştürülmesi, ilgili çevrelerce konuşulmuştu. Böylece Yahya Kemal’in adı da yaşatılmış olacaktı. Şimdilik bu fırsat da kaçmış durumda.

Umarım Ali Kılıç’ın başkanlığı döneminde Terme, müzesi ile tanışır.

Kim Terme’ye bir müze kazandırırsa yahut bir değer katarsa hayırla ve övgüyle anılacaktır.