Zeki ORDU

Tarih: 29.07.2024 15:19

NESİL NEREYE GİTMİŞ?

Facebook Twitter Linked-in

 I. BÖLÜM
Giriş.
 Zaman zaman “Gençlik nereye gidiyor, halimiz ne olacak?” gibi sorular sorarız. Biz sormasak bile soranları görür, duyar ve hatta okuruz.
“Nereye gidiyoruz?” sorusu etrafımızda hoş olmayan bazı şeyleri görünce sorduğumuz sorulardandır.
Ben de yazının başlığını “Nereye gidiyoruz” yerine “nereye gitmiş” olarak vermeyi tercih ettim. Şimdi yazacağım iki hadise bana göre oldukça hazin.
II. BÖLÜM
Hatıra I.
Yolum ikinci defa Sinop'un Boyabat ilçesine düşmüştü. Orada kaldığım süre içinde Ak Mescit Camii'ni tekrar görmek istedim. Akmescit Camii devrinin özelliklerini taşıyan bir cami ve taştan yapılmış. Yapışış Tarihi 1190. Yani Osmanlı Devletinin kurulmasına daha 110 sene var. Günümüzden 834 sene önce yapılmış ve hala ayakta.
Günümüz mimarisi ile yapılan eserlerin daha yarım asrı bulmadan “eski” hükmü verildiğini düşünürsek tarihe mal olmuş bir mabet.
Boyabat'a varır varmaz ilk iş olarak bu camiyi ziyaret etmeye karar verdim.  Otomobilimi park ettiğim yerin yakınlarında üzerlerinde lise kıyafetleri olan üç kız öğrenci oturuyordu. Yaşları itibariyle 11 veya 12'inci sınıf öğrencileriydi. Yanlarına yaklaştım ve onlara “Ak Mescit nerede?” diye sordum. Önce birbirlerine baktılar ve bana dönerek “bilmiyoruz” dediler.
İlçenizde 834 sene ayakta kalan bir eser olacak, cami dışında da birçok işlerde kullanılmış olan bu mabedin yerini bilmeyeceksiniz. Daha sonra yerini öğrendiğim kişi bana camiyi gösterdi ve kız öğrencilerle aralarındaki mesafe yüz metre yoktu. 
III. BÖLÜM
Hatıra II.
Bu sefer Kastamonu'nun Seydiler ilçesindeyim. Şehri biraz dolaşıp, bazı kişilerle görüştükten sonra Şerife Bacı Şehitler Anıtına uğrayıp yoluma devam edecektim.
Şehrin içinden geçen bir akarsuyun yanında bulunan iki delikanlıya yaklaşarak “Bu ırmağın adı nedir?” diye sordum. Yaklaşık 20 ile 22 yaşlarında görünen önce birbirlerine bakarak “Dere işte!” dediler. Hatta biri “Irmağın da ismimi olur” diye mühim(!) bir cümle kurdu.
Ben “Şerife Bacı'nın anıtı nerede?” diye sordum bu sefer. Yine bir anlık sükûtun ardından “Şehrin çıkışında olabilir” dediler. Ben de bu taraftan mı şu taraftan mı diyerek gitmem gereken yeri elimle işaret ettim. Bana “Böyle git işte” dediler. Ancak onların git dediği yerde anıt falan yoktu. Ünye'den beri gelip Şerife Bacı'nın anıtını görmeden şehri terk etmek olmazdı.
Bu sefer delikanlıların dediği yönün tersine gittim. Şehrin sonunda bir akaryakıt istasyonu vardı. İstasyona yaklaşıp çalışanlara Şerife Bacı Anıtı'nı sordum. Bana doğru olarak tarif ettiler. Çünkü akaryakıt istasyonun karşısında bir yermiş.
IV. BÖLÜM
Netice ve yorum
Boyabat'ta 834 senelik bir mabedi, Seydiler'de Kurtuluş Savaşında kendi imkânları ile vatan hizmetinde görev almış kişiyi tanımayan, yerini bilmeyen kişiler nasıl bir ülkede eğitim görmüş olabilir?
Bunların aileleri bunlara ne öğretmiş. İlkokulda Hayat Bilgisi derslerinde ne gösterilmiş. Ortaokulda Sosyal Bilgiler dersi görmemişler mi? 
Belli ki 'Hayat Bilgisi' derslerinde çevre bilgisi, 'Matematik derslerinde' dört işlem, 'Fen derslerinde' canlıların üremesi ve 'Türkçe ve Edebiyat derslerinde' noktalı virgülü ancak göstermiş olmalılar.  
Kısaca evde başıboş bırakılıp, okulda da “müfredat” denilen “Mevzuat efendinin” dışına çıkılmamış böyle bir nesil “zuhur” etmiştir.
Neyse…
Yerim dar…
 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —