“Yiğit namıyla anılır” sözü boşuna söylenmemiş. Kimi “Doğrudan bağlı” derken, kimileri “Dünyanın başşehri” diye bahseder Of'tan…
Bu şirin ilçemize iki buçuk sene arayla iki kere uğradım ve aynı zamanda konakladım.
Çok hatıralarım oldu bu ilçede. Tabii onları da yazmıştım zaman içinde.
İlk uğradığımda ana caddesi yenileniyordu. Sonra uğradığımda yenileme işi bitmiş cadde hizmete açılmıştı. Özellikle gece görüntüsü harikaydı…
Of; kendi ilinden Sürmene, Dernekpazarı ve Hayrat ile komşu. Ayrıca Rize'nin İyidere ilçesi ve çok az bir noktadan da Kalkandere ile teması var. Ancak Kalkandere ile temas tamamen kara parçası olarak bulunuyor.
Bir zamanlar ilçeye adını da vermiş olan Solaklı Deresi önemli akarsularından. Diğerleri İyidere Dersi ve Baltacı Deresi. Birbirine paralel Karadeniz'e dökülüyor, bütün sırlarıyla birlikte…
Denizden yani sahilden güneye doğru gidildikçe yükseliyor. “Kıran” adı verilen tepecikler birbiri ardınca sıralanmış. En yüksektekinin ismi Eskice tepesi. Denize yüksekten bakıyor tabiatıyla…
Doğu Karadeniz Dağlarının bir kısmı bu ilçe içinde yer alıyor. Solaklı Deresi'nin batısından Değirmendere'ye kadar olan kısmında Trabzon Dağları yer alıyor. Solaklı'nın doğusunda ise Soğanlı Dağları bulunuyor.
Hem göç veren, hem de göç alan bir içe. Kışları köyler boşalıyor neredeyse.
En önemli gelir kaynağı “Yaş çay” olarak biliniyor. Fındık ve diğer mahsullerin de katkısı oluyor. Her ailenin 2 ile 30 dönüm arasında çay bahçesi bulunuyor.
Eski yapılar el etek çekmiş şehirden. Tıpkı ülkenin diğer şehirlerinde de olduğu gibi. Artık “modern” diye tabir edilen “beton” istilası medeniyet ölçüsü olmuş. Bu sadece Of'un değil ülkenin bir yarası. Hem de “Kanamayan” yarası. Kanasaydı belki fark edilir çare bulunurdu…
Bölgenin yağışlı olması bitki örtüsü bakımından zengin hale getirmiş Of'u da. Hatta ormanlardan kesilen ağaçların yerine yenisi dikilmeden kendiliğinden çoğalabilme özelliği var. Böylece yeşil alanlarda bir azalma olmuyor.
Yazları gerek yurt içinden gerekse yurt dışından gelenler şenlendiriyor ilçeyi. Kemençe bölgenin sembolü zaten. Ordu'dan Artvin'e kadar belli oranlarda kemençe ustaları var. Bu arada bir mukayese değil bu! Bölge insanının kulağının aşina olduğu bir ses yani.
Mahalli oyunlarından çoğu günümüze kadar ulaşmış. Sık Saray, Candemir Ağa, Atlama, Hoş Bilezik, Bıçak, Kız Horunu ve Düz Horun başlıca oyunlarından.
Mutfak kültürü olarak; Kaygana, muhlama, Laz Böreği, mısır ekmeği isim yapmış olanlarından.
Tanıdığım insanları hoş sohbet ve misafirperver. Gerçekten bölgenin genel özelliğinde farklı yapıları var. Yabancı olduğum halde caddeden geçerken bile “Sen misafirsin galiba” diye başlayan tanışma cümlesi ile çay eşliğinde sohbet ettiğimiz kişiler oldu.
Hatta kaybolan telefonumu bulan biri, beni yürürken bulup teslim etti.
Kısaca Of başka bir ilçe.
Gidip görmek lazım. Of'a ve bütün Oflulara en kalbi muhabbetlerimi sunarım. Dünya bu! Belki bir daha yolumuz düşer belki. Kısmet…