Bugün, 19 Eylül 2024 Perşembe

Zeki ORDU


ŞAHANKAYA VE ÇATALKAYA

ŞAHANKAYA VE ÇATALKAYA


 İsimlerin ayırt edici bir özelliği vardır. Sayılar, renkler, hayvan ve bitkiler, insanlar, şehirler ve ülkeler bir isme sahiptir. Bu isimler bazen ayırt edici özelliğe sahipken bazen de bir sınıfı temsil eder. 
Bazı isimler vardır ki eskiler “İsmiyle müsemma” diye tanımlarlar. 
Her şey önce ismiyle belirlenmiş. Zaman içinde insan isimleri birbirine benzer olmaya başlayınca önce sülale ve baba, daha sonra da soy isimleriyle birbirinden ayrılmış.
İnsanoğlu daha sonra yaşadığı yerlere de isim vermiş. Günümüzde her mahalle, köy, ilçe, il ve ülkenin ismi var. Hatta bununla yetinmeyip bağına bahçesine isim vererek hayatını kolaylaştırma yoluna gitmiştir. 
Bazı isimler sülaleyi, bazıları meslek ve muhtelif becerileri göz önüne alınarak verilmiştir. Hatta başka bir şeye benzetilerek verilen isimler de olmuştur.
Bir gün Ordu'nun Çatalpınar ilçesinden çıkıp Kabataş ilçesine doğru hareket ederken etrafıma bakınarak belki son defa geçeceğim yerlere dikkatle takip ediyordum. Zaten bir yerden başka bir yere giderken bir göz ucuyla görürsünüz.
Bir yanda ırmak, bir yanda sarp yamaçlar ve tabii olarak Karadeniz özelliğini taşıyan bitki örtüsü. Yeşilin tonu hakkında bilgi vermek o kadar zor ki…
Çatalpınar ile Kabataş arasında coğrafi olarak hangi ilçeye ait olduğunu bilemediğim bir yerden geçerken sarp kayalıklara rastladım. Karadeniz'de böyle yerler nadir bulunur. Evlerin duvarında bile ismi bilinmeyen o kadar bitki türünün olduğu, karayolundan başka bitkisiz alanın bulunmadığı bölgede kayalığın olması elbette dikkat çekicidir.
İşte böyle bir yerden geçerken hareketime son vererek etrafı incelemeye başladım. Tam bu sırada durduğum yerin diğer tarafında bir vatandaş vardı. Yanına yaklaşıp “Bu kayalıkların bir isimi var mı?” diye sordum.
İsminin Şenel Nar olduğunu öğrendiğim vatandaş, önce bana sonra kayalıklara bakarak “Şu Şahankaya, şu da Çatalkaya” dedi. Ben bu bilgileri notlarım arasına kaydettim. Sonra “Burası hangi ilçeye bağlı?” diye sordum. Bana “Çatalpınar'a bağlı” cevabını verdi.
Şenel Nar, birine yardım etmenin mutluğunu taşıyordu. Öyle ya, yabancı yani oralı olmayan biri geliyor, size öğrenmek için sorular soruyor. Alacağı cevap dışarıdan gelen için öğrenilmiş yeni bir bilgi oluyor. Kendisi orada yaşamış olmanın haklı gururunu hissediyor. Çünkü orada yaşayanlar her gün gördükleri yerin ismi ve özelliği ile ilgilenmiyor.  Belki de kendi yaşadığı yerlere başkalarının da ilgi duyması onu sevindiriyor.
Ben sağı solu incelerken Şenel Nar bana hitap ederek “Define mi arıyorsunuz?” sorusunu yöneltiyor. Ben şaşkınlık ile kendisine bakmaya başladım. “Define mi arıyorsunuz?” sorusu bir hayli dikkatimi çekiyor. Şenel Nar'a “Evet define arıyorum. Benim aradığım define bilgi definesi.  Bedeli de paha biçilmez türden” demek isterdim ama vatandaşın kastettiği şeyin başka olduğunu bildiğimden, ukalalık olmasın diye hemen cevap vermeyi tercih etmiyorum.
Kısa bir sükûtun ardından Şenel Nar'a “Buraya define arayanlar geliyor mu?” diye sordum. Bana “eskiden çok gelirlerdi, son zamanlarda pek gelen olmadı” dedi. Ben de emekli bir öğretmen olduğumu, kısa bir seyahate çıktığımı, geçtiğim yerler hakkında bilgi edinip bazılarını gazetelere yazdığımı söyledim.
Daha sonra “Bu görüşmemizi yazabilir miyim?” diye sordum. Bana “Yazabilirsin” dedi. Aradan yaklaşık yirmi günden fazla süre geçti ve bu hatıramı kaleme alıp, yaşananları tarihe havale etmiş oldum. Ona söz verdiğim gibi yazdığım yazıyı ona bildirme sözü verdim ve telefonun aldım.
Daha sonra Kabataş istikametine doğru yola çıktım. Aklımda hep o yüreği yemiz Anadolu insanı Şenel Nar ile buluştuğum anlar kaldı. Güzel bir insandı. Mevla'm kendisine sağlıklı ve huzurlu bir ömür ihsan eylesin. Onu iyilerden ayrı koymasın.