Bugün, 21 Aralık 2024 Cumartesi

B.Rahmi ÖZEN


ŞİİRLERİN NEFESİNDE KOKAN ANNELER

"Seni göremedim diye bu bahar İçimde bin türlü duygunun isyanı var Turnaların gökyüzünü sevdiği kadar Seni sevdiğimin farkında mısın?”


 Sadece inancı üstün gelir evlat sevginden. Bağrına sevdasını basarak gönderir bizi uzak diyarlara. Ve şefkati, inancın ak ikliminde yeşerir. 
Keşke, annelerimizin yürekten fedakârlıklarına layık olabilsek… 
Hazreti Sümeyra'yı hatırlatırlar bizlere. Oğullarının sırtını sıvazlayıp, "Eğer O'na bir şey olursa eve dönmeyin!" diyen analar anasının hitabına eş tutarız sözlerini.
Bedir'lenen şu garip devirde sabrı, sevdanın atlastan ikliminde bir sancak gibi dalgalandıran nice anneler tanırız. Fatih'ler doğuracak yaşta ceylan bakışlı cananlar vardır, bu ülkede. 
Beşikten ötesi ve ana kucağından gayrisi gurbettir yavrularına.
Evladının yokluğunda hüzünler pişirir bulgur bulgur kaynayan yüreğinde: 

"Hüzünlü gözlerle erdin geceye 
Hüznünü, derdini saklama anne!
Bugün ben ağlarım senin yerine
Yeter ki sen bir gül, ağlama anne "
Onlardan uzak yaşadığımız gurbetlerde anılarla teselli bulmaya çalışırız. Yine de, "İlk emdiğimiz süt gibi sıcak olamaz anılarımız.
"Ve alnım açıksa, başım dikse
Dirliğimiz varsa, mutluysam
Yüzüme gülüyorsa böyle bu şehir
Bir beyaz zambak gibi pırıl pırılsa yavrum
Ve yavrumsa sevdiren bana her şeyi
Bu mutluluk, bu düzen, bu bitmeyen aydınlık
Anasının yüzü suyu hürmetinedir. "
Biz evlatlar, annelerimizin ayağını bastığı toprağı cennet biliriz.  
Tek sığınağımız, onun bize olan yakınlığıdır. Bu yakınlığını affımıza ferman biliriz. Lakin her şeye rağmen, bizim için inlediği dakikaların ağırlığı altında eziliriz hep. Annelerimizin incilerden daha aziz gözyaşlarına, bilmem ki sünger olabilecek mi şairlerimizin sözleri? 
Annelerimize karşı işlediğimiz kusurların, öf deyişlerin hicabını yaşıyoruz hep. Onların; yavrum diye atan kalplerinde karşılıksız sevgiler ve sınırsız affedişler saklıdır. Annelerimizin rızasını kazanmadan Cennet bize nasıl yakın olabilir ki!
Atasözlerimiz de çok anlam taşıyor: "Ana başa taç imiş Her derde ilaç imiş Bir evlat pir olsa da Anaya muhtaç imiş."