Bugün, 21 Aralık 2024 Cumartesi

Zeki ORDU


SOĞUK SU İÇER MİSİNİZ?

SOĞUK SU İÇER MİSİNİZ?


 Tarih 6 Ağustos 2024. Yer Reşadiye. Belki beni yakından takip edenler “Nedir sende olan bu Reşadiye aşkı” diyebilir. Çünkü bu Reşadiye ile ilgili dördüncü yazı. Muhtemel bir yazı daha yazıp bu ilçeyi de gönül tarihimize havale edeceğiz.
Daha sabahın altısında Ünye'den yola çıktım. Saat 15.00 sularında Reşadiye ilçe sınırlarından şehre girdim. Ünye'den çıkalı sekiz saat olmuştu. Hem yolun, hem de sıcak havanın yorgunluğu vardı üzerimde.   
Âdetim icabı şehri önce yaya yürüdüm. Hava sıcaktı ve şehrin bana sessizce anlattıklarını anlamaya çalışıyordum. Şehrin merkezinde ne kadar dolaştım bilmiyorum ama bir ara kendimi Ahmet Yesevi Caddesi üzerinde buldum. Günün uzunluğundan istifade ederek öğle namazını biraz geciktirmiştim. Bu vazifemi de ifa etmeyi düşünürken, kapısında İmam Ömer Şahin Camii yazan bir mabet görünce avlusundan içeri girdim.
İster ikamet ettiğiniz yerde olsun, ister gurbette; bir zaman sonra camiler birbirine benzer. İlk girdiğiniz caminin büyüklüğü, halıların rengi ve çinilerin desenleri, cami içindeki el ile yapılmış motiflerin işlenişi farklık gösterse dahi; iftitah tekbirinden sonra her şey unutulup, vaktin edası yapılır. Ben de seferi olmanın verdiği vaziyet ile farz namazının iki rekât kılınmasının ruhsatı ile namazı eda edip dışarı çıktım.
Aylardan ağustos idi. Haliyle hava sıcaktı. Ancak deniz sahiline yakın yerleşim birimlerinde rutubet denilen terletici unsur, Reşadiye gibi yerlerde mümkün olduğu kadar az olduğundan; güneş ışıtma vazifesini ısıtma vazifesinden daha fazla yapıyordu.
Tam cami avlusundan çıkıp gidecekken cami önünde oturan iki delikanlıdan biri bana hitaben “Soğuk su içer misiniz?” dedi. Bir an durakladım ve bu sefer caminin önüne konulmuş bir “damacana” gördüm. Damacana bir su soğutucuya bağlanmıştı. 
Belli ki delikanlı benim susamış veya terlemiş olduğumu varsayarak böyle bir teklifte bulundu.  Eskiden “sebil” denilen çeşmelerin farklı bir muadili olan bu damacana cemaatin soğuk su içmesi için konulmuş. Meccanen vazife yapan bu hizmetin karşılığı sadece gönülden bir dua. 
Delikanlıyı kırmamak ve yapılan daveti karşılıksız bırakmamak için avuçlarıma akıttığım bir miktar sudan bir iki yudum içip kalanını yüzüme sürdüm. Az da olsa içim ve dışım ferahlamıştı. Vaziyetin verdiği huzur ile oradan ayrıldım.
İmam Ömer Şahin Camii ismini taşıyan bu mabede ismini veren zâtın Reşadiyeliler tarafından önemli biri olduğunu düşündüm. Buna araştıracak vakti yoktu. Nihayet bir gece konaklayıp oradan ayrılacaktım. 
Cami çıkışında bana “Soğuk su içer misiniz?” teklifini yapan kişiye bir defa daha baktım. Muhtemel benim yabancı olduğumu anlamıştı. Çünkü Reşadiyeli olan herkes orada soğuk su bulunduran damacanayı bilir. Ancak oralı olamayan kişiler bunu fark edemeyebilir. Ben fark edememiştim mesela. Orada bulunan delikanlı da bu durumu sezmiş veya anlamış olmalı ki gelen birine yardımcı olmak istedi. 
 Su; bizim hem inancımızda hem de kültürümüzde önemli yer tutar. Atalarımız “Su gibi aziz ol” lafını boşuna söylememiş. Rahmetli büyük anam (anamın anası) bana; “Su içerken yılana bile dokunulmaz” diyerek suyun ehemmiyetini kendince anlatmaya çalışmıştı.
Şairin, “Masum Anadolu'nun saf çocuğu” diye adlandırdığı kişiler böyle olmalı diye düşündüm. İster Reşadiyeli, ister bu bölgeden, isterse ülkenin başka bir yerinde olsun bu anlayışta olan kişiler “Güzel insanlar” olarak bilineceklerdir. Ebeveynler ve eğitimciler bu tür kişilerin sayısını artması içi gayret sarf etmeli. 
İşin burasında şimdi rahmetli olan bir okul müdürünün “Dünyada her şeyin bir okulu var ama insan olmanın okulu yok!” derdi. Artık okullarımızda akademik bilgilerin yanı sıra “insanlık” dersi de vermek lazım. Hem ülkenin, hem de dünyanı buna çok ihtiyacı var.
Bu hatırayı yazmasaydım yıllar sonra unutacaktım belki. Çünkü Reşadiye seyahati notlarım arasında “Soğuk su içer misiniz?” cümlesini niye yazdığımı düşünerek buldum. Reşadiye'ye bir daha uğrar mıyım bilemem ama aklımda kalan çok şeyin gönlümde de kalacağı kesin.
Bence gönülde kalmak, aklıda kalmaktan daha güzeldir. Gönlümdesin Reşadiye…