Kutlu kitabımız Kur'ân'da, Rabbimiz; fecir zamanına ve on geceye yemin eder. Sırtındaki ağır yükün bilinciyle yaşayan olgun insandan bahsederken; 'Geceleri az uyuyanlar için seher vaktinde Rabbinden bağışlanma dileyenlerden' bahsedilir. Gündüzlerimizi işgal eden meşguliyetlerimiz, gecelerimizi nasıl değerlendireceğimizi unutturmaya inşallah.
Gecelerin; ruhiyata tesiri, zikir, tefekkür ve okumaya elverişliliğinden gece uyanışı Kur'an'da bir buyruk mesabesindedir. Gecelerin tüllenen anları; Efendimiz için Makam-ı Mahmud'a ulaşmaya vesile olduğu gibi ümitle yaşayanlara nafile ibadetlerin en faziletlisi teheccüd namazı, bulunmaz bir fırsattır, kardeşlerim!
Tüllenen gecelerin ruhumuzu okşayan nice lâtif ve büyüleyen sırlarla dolu yönleri vardır. Gecelerin sükuneti ve tabiatın hiç durmadan var edene zikri ve yalvarışı; şairlere ve tefekkür sahiplerine ilham kaynağıdır. Gecenin bulunmaz sükûneti, ruh dünyamızın olgunlaşmasına bulunmaz bir objedir. Geceler, olgun ruhlar için ulu göklere açılan penceredir. Ötelere uzanan ince bir yoldur, geceler. Ay ışığının sessiz atmosferinde ruhlar teyakkuza geçer, duygular öte âlemlere coşkuyla dolar ve insan adeta uhrevîleşir. Ruh dünyamız, güzel şeyleri terennüm için ilhama açılır.
Tüllenen seher vakitleri, Allah'ı zikreden gönüllerin ötelere açıldığı en güzide kutlu zamanlardır. Hak yolunun olgun ruhları, seher vakitlerinde Rabbimizin yüce isimlerini zikrederek değeri biçilmez manevî defineler ararlar, gecelerin büyüsünde. Evrende; yerde, gökte deryalarda gıpta edilecek zikir meclisleri, olgun ruhların hayran kaldığı ve ziyaret için can attığı ulvî mekânlara dönüşür, bilinçli insana geceler. Bilir misiniz; Hakk'a yürüyen en güzel yol, O'nu anan olgun insanların kervanına katılmaktan ve ulvi ziyafet sofralarının konuğu olmaktan geçer.
Tüllenen seherlerde yakaran gönüller, Rablerine en ulvî münacatlarını, en özel taleplerini, mahrem sırlarını, seher vakitlerinde sunduklarını bilir misiniz? Gözyaşlarını nehir edip inleyenler için geceler, ötelere açılan bulunmaz bir mavera yolculuğuna çıkıştır.
İlahi mesajı tebliğ eden Peygamberlere gelen vahiy, çoğunlukla geceleri gelmiştir. İsrâ ve Miraç mu'cizesi de kutlu bir gecede gerçekleşmiştir. Meftun olduğumuz yüce Peygamberimiz, kutlu hicret yolculuğunu gecenin tüllenen seherinde başlatmıştır. Hz. Musa, ailesi ile birlikte Mısır'a giderken tüllenen bir seherde vahyin ilk hitabına mazhar olmuştur. Kendisine inananlarla birlikte Mısır'dan çıkarken yine bir tüllenen seheri seçmiştir. Hz. Lut, kavminin helâke uğrayacağı şehirden çıkmak için gecenin tüllenen anını beklemiştir. Her Peygamber, gecenin tüllenen anının tadını yaşamıştır, aziz kardeşlerim! Hz. Davut, seher vakitleri Zebur'un gönülleri Dilbeste eden nağmelerini terennümle Rabbine niyazda bulunmuştur. Hayvanlar âlemi dahi Hz. Davut'un etrafında toplanmış, niyazında ona iştirak etmiştir.
Peygamber dostları Sahabe, onların dostları Tabiîn ve sonraki asırlarda salihler zümresi, hep aynı yollardan geçmiş; gecelerini dua ve zikir, ilim tahsili veya eser telifi ile değerlendirmişlerdir. Az uyumak; Allah dostlarının, büyük âlimlerin, zâkirlerin ve zâhitlerin ortak özelliğidir. Asrının dertleriyle dertlenen ve derin bir kulluk şuuru içinde yaşayan olgun ruhlar, istirahat ve uykudan fedakârlıkta bulunur, gecelerin tüllenen anlarında Allah'a yönelirler.