Bugün, 19 Eylül 2024 Perşembe

B.Rahmi ÖZEN


TOPRAK GÖNÜLLÜ OLMAK

TOPRAK GÖNÜLLÜ OLMAK


              Hacı Bektaş Veli’ hazretleri, Makalat adlı eserinde Dört Kapı Kırk Makam öğretisinde sistemleştirilen Hakikat kapısının birinci makamı Toprak Olmak olarak beyan buyurur.
Toprak olmaktan amaç alçakgönüllü olmaktır. 
Şefkatte güneş gibi, cömertlikte su gibi, alçakgönüllülükte toprak gibi, teslimiyette ölü gibi, örtücülükte gece gibi olmak...     
Tasavvuf erbabı, kendini önce toprak etmeli ve o toprağa marifet tohumu ekmelidir. Onun suyu tevhit suyudur. Onu, hakikat orağı ile biçmeli, rıza harmanında dövmeli, şevk yeli ile savurmalı, muhabbet ölçeği ile ölçmeli, takva değirmeninde öğütmeli, edeple yoğurmalı, sabır fırınında pişirmeli ve besmeleyle yemelidir. 
Bektaşi düşüncesinde Hak Teâlâ cenneti toprağın üzerine bina eylemiştir. Nefsi mutmainne topraktır. Toprak şah-ı mardandır. Bektaşi şiirlerinde toprak olma sıkça tavsiye edilmiştir. Kaygusuz Abdal, şiirinde şöyle dile getirir;
Toprak ol toprak gibi teslim vücud
Cümle âlem toprağa kıldı sücud                                    
Toprak olamayan kişinin bir gelişme kaydedemeyeceği ve bu dünyaya taş gelip, taş gideceği vurgulanır. Allah'a ulaşmanın bir şartıdır toprak olmak. Derviş kişi, her türlü sıkıntılara sevgi, hoşgörü ve sabırla karşılık verecek ve hiç incinmeyecektir. Bu, tavır; bir peygamber ahlakıdır. Bektaşi şairlerinden Pir Sultan Abdal şöyle ifade buyurur:
         Türaptır cümlenin başı 
           Daim çiğnenmektir işi 
           Üstüne atarlar leşi 
           İncinme gönül incinme
         Bektaşi edep ve erkânında başkalarının kusurlarını görmeme toleransı yaygın bir özelliktir. Müslüman, başkasının ayıbını ne kendi yüzüne, ne de başkasına söylemez. Hakikatin ikinci makamı yetmişi ki milleti bir görmektir
Yunus Emre bunu şöyle ifade eder:
Yetmiş iki millete bir göz ile bakmayan
Halka evliya olsa hakikate asidir
Hacı Bektaş Veli’nin sistemleştirdiği Dört Kapı Kırk Makam anlayışında Hakikat kapısının dördüncüsü; yaratılmış bütün nesnelerin kendisinden emin olmasıdır. Bektaşilikte üç sünnet, yedi farz adlı kurallar vardır. Üç sünnetten biri; kalbinden husumeti gidermektir. Kimseye kin ve kibir beslememek, kıskançlık etmemek ve hırsına uyup şeytana pey vermemektir. Üçüncü sünnet; ağzından çıkan söz, Hakk'ın kudreti olmalı, kimseyle kavga etmemeli, kimseye düşmanlık yapmamalı anlayışıdır.
Bu özellikleri taşıyan bir Bektaşi’nin; Allah'ı sevmesi, teslimiyet anlayışı, eline, beline, diline sahip olma, hoşgörüsüyle bütün nesneler için bir emniyet telkin eder. Böyle olunca bir Bektaşi kanaat ehli bir edep abidesidir.
            Bektaşiliğinin hassasiyetini özetlemek şöyledir: savaş ehli olma, küçüğe izzet et, büyüğe hizmet, ölüye hürmet eyle. Bir kimsenin kusurunu görme, görürsen ört, iyilik eyle, örtemesen eksik eyle dilin ile kalbin ile ört... Su gibi pak ol, her dem alçağa ak. Eline beline diline sahip ol.