Bugün, 14 Mart 2025 Cuma

Selim EROĞLU


TOYGA ÇORBASI

TOYGA ÇORBASI


 Şehzadeler şehri Amasya gezimizde öğle yemeğini yemek için uygun bir yer aramaya başladık.
   Yeşilırmak'ın beri tarafındaydık. Karşı yaka da tarihi konakların önünde büyükçe bir tabela göze çarpıyordu. Tarihi konağın tabelasında “yöresel yemekler bulunur” yazıyordu.
   Doğrusu, bir kültür araştırmacısı olarak yöresel yemekler daima dikkatimi çekmiştir. Bir yere gidince mutlaka yöresel lezzetleri sorar, soruşturur, arar bulurum. Gittiğim, gezdiğim yerleri yöresel lezzetler bakımından da tanımaya çalışırım.
   Arkadaşlara, tabelanın yazdığı konağa gitmeyi teklif ettim. ''Çok uzak, o kadar yeri şimdi dolaşamayız, bilmediğimiz şeyi yiyemeyiz, ne gerek var'' gibi mazeretler ileri sürdüler. Baktım benim gibi düşünmüyorlar o halde ısrar etmenin bir anlamı olmayacak diye vaz geçtim. İşi akışına bıraktım.
   Irmağın kenarında, oldukça lüks bir lokanta gözüme çarptı. Burayı, daha önceki seyahatlerimden hatırlıyorum. Fikir birliğiyle buraya girdik. İyi bir işletme. Personel, güler yüzlü ve sevecen. Bizi üst kata buyur ettiler. Irmak manzaralı cam kenarında bir masaya oturduk. Garson gelerek ne yiyeceğimizi sordu, bir de menü bıraktı. Menüyü dikkatlice inceledik. Hep bildik yemekler. Çorbalar da aynı. Mercimek, ezogelin, paça çorbaları. Yalnız bir çorba farklı, toyga çorbası.  Aradığımı bulmuştum. Garson gelince siparişlerimizi verdik. Arkadaşlar alışılmışın dışına çıkmak istemediler. ''Bilmediğimiz şeyi yiyemeyiz, o riske giremeyiz'' dediler. Pilav üstü döner ve mercimek çorbası söylediler. Bense garsondan biraz bilgi alarak ısrarla “toyga çorbası” söyledim.
   Garson, çorbanın çok lezzetli olduğunu, sadece Amasya'ya özgü olduğunu söyledi, onun ötesinde bir şey söylemedi / söyleyemedi.
   Çorbayı ilk defa tadıyordum. Oldukça lezzetli ve farklı. Bir defa ismi garip: toyga.
   Toy, en yaygın anlamıyla “düğün” demek. Doğu Anadolu'da ve Azeriler'de düğüne “toy” denir. Elinde oya, gidiyor toya, Menşure Hanım, diye türkülere de konu olmuş. Kars'ta düğüne gitmezler, toya giderler.
   Toy, devşirme değil öz be öz Türkçe bir kelime. Bir yerde toy kelimesi geçiyorsa orası kadim Türk yurdudur.
   Çorbaya adını veren “toyga” ise düğün aşı olsa gerek diye düşündüm. Eskiden beri Amasya yöresinde düğünlerin vaz geçilmez aşı olduğu kanaatine  vardım.
   Çorbanın içindeki malzemelere ve yapılışına bakılırsa milli bir aş olduğu pekala anlaşılıyor.
   Malzemeler, süzme yoğurt, un, yumurta, yarma, nohut, tereyağı, nane. Hepsi de Amasya'da yetişen, Amasya'da bulunan malzemeler. Mesela, Amasya'da olmayan fındık, fıstık, bulyon, kimyon yok.
   Tamamen yerli ve milli. 
   Sonradan internetten araştırdım, toyganın yapılışına rastladım:
   Süzme yoğurt, un ve yumurta tencereye alınır, üzerine bir su bardağı kadar su dökülerek çırpılır. Sonrasında kalan beş bardak su da tencereye eklenerek ocağa alınır. Yarma eklenerek kaynayana kadar sürekli karıştırılır. Kaynadıktan sonra yarmalar pişene kadar orada karıştırılıp hem çorbanın kıvamı kontrol edilir hem de yarmaların tencerenin tabanına yapışmaması sağlanır. 10-15 dk. kadar sonra nohut ilave edilerek yarmalar pişene kadar kısık ateşte pişirilir. Çorba piştikten sonra küçük bir tavada tereyağı eritilir, nane eklenerek karıştırılır. Hazırlanan yağ çorbaya eklenerek karıştırılır. Çorbanın kıvamı koyu ise su ilavesi yapılabilir.  Yemeğe hazırdır, afiyet olsun.
  Amasyalılar, yöresel bir lezzeti görünür kılıp milletin hizmetine sundukları için çok mükemmel bir iş başarmışlar. Kendilerini tebrik ediyorum. İddialı olacak ama toygaya sahip çıkmak vatana sahip çıkmaktır.  Toygaya sahip çıkmazsak, Z kuşağı batı tarzı ayaküstü atıştırmaya devam eder. Atıştırmak yemek yemek değildir. 
   Ben, toyga çorbasından memnun kaldım. Çok lezzetli ve nefisti. Arkadaşlar pek belli etmeseler de çok pişmandılar.
   Amasya'ya yolunuz düşerse mutlaka toyga çorbasını merhaba deyin. Aklınızın bir köşesinde bulunsun. Pişman olmazsınız. Beni hatırlamasanız da olur.