TARİHDEKİ ŞEYTANIN ASKERLERİ
(İNTİHAR SALDIRGANLARI)
Yazıma başlamadan önce Ankara da yaşanan canlı bomba saldırısında şehit olanlara, vatani görevini yaparken şehit düşen emniyet mensuplarımıza Allahtan rahmet yaralanan vatandaşlarımıza da acil şifalar diliyorum.
Bu hadiselere ben farklı bir pencereden bakmak ve yorum yapmak istiyorum. Tarihin her döneminde bölücülük ve Aranşi belli grupların daha özgür(kime göre) olmak düşüncesiyle başlattığı kitlesel hareketlere dönüşmüş. Günümüzde ise Terörizm sermayenin elinde gizli bir güç haline gelmiştir.
Bilinen tarihte ilk olarak M.S. 66-73 tarihleri arasında siyasi ve dini argümanlarla şiddete Filistin´de müracaat etmiş fanatik Yahudi Şikari hareketi şiddetin tarihte bilinen ilk örneğidir. Belirledikleri hedefleri kalabalık ortamlarda katletmesiyle ün yapmış Şikarî hareketi ne Roma´ya karsı Yahudi düşüncesini şekillendirmede aktif rol oynayabilmiş, ne de faaliyet gösterdikleri bölgede politik bir güç olmayı başarmıştır.
Yahudi Şikarilerin devamı olan Haşhaşiler 1090 Yılında Hassan Sabbah tarafından Alamut kalesinde kurulmuştur. Genellikle genç, çok iyi kamufle olabilen, eylem yapacakları muhitin dilini ve protokol etiğini iyi kavrayan ve umumiyetle genç fedailerden oluşan Haşhâşîler, kendi felsefeleri dışında problem addettikleri Selçuklu yönetici ve askerlerine hançerleriyle yaptıkları âni saldırılarla dikkat çekmişlerdir. Hasan Sabbah savunduğu öğretiyi genişleterek özgürlük, eşitlik ve paylaşımcılık üzerine bir birlik oluşturmuştur.
Dünyaca ünlü seyyah Marco Polo´nun seyahatnâmesindeki Haşşaşilerin hikâye kısaca şöyledir: Kendi dillerinde şeyhlerine "dinin büyüğü" anlamına gelen Alaeddin diyorlardı. Şeyh iki dağ arasındaki vadiyi kapatmış ve burayı sütten, baldan ve şaraptan akan sular, güzel huriler ve çeşitli meyve bahçeleriyle donatmıştı. Dağın şeyhi müritlerinin gerçekten cennette olduklarını zannetmeleri için burayı Muhammed´in cennet tasvirine benzetmişti. Bizim yaşlı adam dediğimiz bu efendi fedailerine iksirinden içirerek onları dörderli, altışarlı gruplar halinde bahçeye taşıtıyordu. Gerçekten cennete gittiklerini zanneden müritlerini bir göreve göndereceği zaman şeyh "Gidip şunu şunu öldüresin. Meleklerim seni cennete götürecektir." diyordu. Şeyh´in cennetine geri dönebilme arzusuyla fedailerin göze almayacağı hiçbir tehlike yoktu. Haşhaşiler 1273 Yılında Baybars tarafından yıkılmıştır.
Tarihteki ilk intihar saldırısı 13 Mart 1881´de St Petersburg´da sol bir örgüt olan Halkın İradesi adlı örgütten Ignaty Grinevitsky tarafından imparator 2. Aleksandr´a karşı gerçekleştirilmişti. Saldırıdan önceki gece, Grinevitsky bir mektupta ?Benim payıma düşen erken ölmek, zaferimizi göremeyeceğim, ama inanıyorum ki ölümümle vazifemi yerine getireceğim ve bu dünyada kimse benden daha fazlasını isteyemez? yazmıştı. İntihar saldırısında Grinevitsky ve 2. Aleksandr hayatını kaybetti.
İntihar eylemini yapan kişinin eylemde ölmemesi durumunda eylemin başarısız öngörüsü nedeniyle, eylemcinin ölmesi intihar eyleminin ön koşuludur. Günümüzde silahlı örgütler genellikle son çare olarak bu eylemi düzenlerler ve kamuoyunda ses getirmek, korku ortamı oluşturmayı amaçlarlar.
Şimdi yukarıda bahsettiğimiz kronolajik sıra ile verdiğim olaylarda hedef hep devlet adamları ve hedef masum insanlar. 2. Dünya savaşı sonrası dünya devletleri ekonomik burhanda çıkmak için sıcak savş yerine ortaya attıkları soğuk savaş fikriyle dünyada törer ve parçala, böl ve yönet sistemine geçmişlerdir. Sonuç;
1982´den 1 Temmuz 2015´e kadar toplam 47 ülkede 4 bin 620 intihar saldırısı gerçekleştirilerek 45 bin 835 kişi hayatını kaybetti; 118 bin kişi yaralandı. Ülkemizde bu zamana kadar 25 intihar saldırısı gerçekleşti. Bu saldırılarda 334 yurtdaşımız hayatını kaybetti.
Tarikte Şikariler, Haşhaşiler ve diğer terör örgütleri nasıl emellerine ulaşamadıysa, karşı oldukları din, devlet ve topluluk hep baki kaldıysa. Bu günün Terör ve destekçi, yandaş ve Taşeronları muvaffak sonları dedeleri Kabil gibi hüsran olacaktır. Hassan Sabbah korkusundan 35 sene kalesinden çıkmadığı gibi, Bu günün elebaşları da aynı kaderi paylaşmaktadır. Şikariler nasıl başarısız olduysa Yahudilerde 2000 senedir hep sonları hüsran olmuştur ve yine olacaktır. Kendi icat ettikleri Terör illetleri şimdi kendi başlarına bela olmuşlardır.
Daha güçlü olmak için bu oyunları bozmak için biz gençlere çok işler düşmekte. İlk önce yüce Dinimiz İslam´ı çok iyi bilmeliyiz. Rehberimiz olan Kuran-ı Kerimi sadece cenazelerde okunmamalı bize inmiş olan bu kitap bize ne diyor deyip manasına varmalıyız. Yüce Türk tarihinin sadece kurulan devletleri ile böbürlenmemeli onlarca kurulan bu devletleri yöneten dedelerimizin yaşantılarını, liderliklerini araştırıp okumalıyız. Kısacası Yaşam boyu öğrenmeye açık olmalıyız. Cephede kurşun sıkmak kadar önemli olan okuryazarlığımızı geliştirerek vatanımıza ve ecdadlarımız borcumuzu hiç olmazsa bu şekilde ödemeliyiz.
Yazıma beni en çok hüzünlendiren ve en çok mutlu eden Bu vatana evlatlarını şehit veren ailelerin ağzından dökülen o kutsal sözcüklerle ?´VATAN SAĞ OLSUN´´ diyerek bitirmek istiyorum.
Ne zaman onlara: ?ÜLKEDE FESAT ÇIKARMAYIN´ denilse, ?BİZE SADECE BARIŞCIYIZ, ORTALIĞI DÜZELTMEKTEN BAŞKA İŞİMİZ YOK!´ derler. ?´ŞUNU BİLİN Kİ, ONLAR BOZGUNCULARIN TA KENDİLERİDİR, LAKİN ANLAMAZLAR.´´ (Bakara Süresi,11-12.?Ayetler) .