Seyfi GÜNAÇTI

Tarih: 28.01.2020 18:14

BAL TEFSİRİ

Facebook Twitter Linked-in

Bal, Kuran-ı Kerim'de ve hadislerde şifalı olduğu belirtilen bir gıda maddesidir.
Çiçeklerde bulunan şekerli bileşiklerin, bal arısı tarafından toplanıp, değişikliğe uğratıldıktan sonra petek gözlerine yerleştirilmesi ile meydana gelen değerli bir maddedir.
Bal, Kuran-ı kerim'de Cenneti tasvir eden bir ayette 'asel' kelimesi ile ifade edilmiştir. Balın, arı tarafından nasıl yapıldığı, Nahl Suresi 68 ve 69. ayette şöyle anlatılmaktadır: 
“Rabbin bal arısına şöyle ilham etti: Dağlarda, ağaçlarda ve insanların çardak kurdukları yerlerde kendine yuvalar (kovanlar) yap. Sonra her bir meyveden ye. Bunları, Rabbinin sana kolaylaştırdığı hücrelere koy. Bu hücrelerin içlerinden türlü renkte ve çeşitlerde şerbet (kıvamında bir sıvı) çıkar ki, onda insanlara şifa vardır. İşte bunda düşünen bir toplum için büyük ibret vardır.”
Balın besleyiciliğini ve tedavi edici oluşunu bilmeyen yoktur. Eski devirlerden beri bal, hekimler tarafından kuvvetlendirici ve tedavi edici olarak kullanılmıştır. Bir gıda maddesi olması dışında balı ilaç kabul ederek yiyenler de vardır. Sindirim bozukluğuna iyi geldiği, bakterileri öldürdüğü, mikropların üremesini önlediği ve bazı yaraları iyileştirdiği bilinmektedir.
Hipokrat balın kesiklere, çıbanlara, apselere ve yanıklara iyi geldiğini söylemiştir. Müslüman Türk bilginlerinden İbni Sina yarayı balla tedavi etmiş, hem İbni Sina hem de İbnü-n Nefs, şifalı bitkileri veya arpayı balla ezerek mesane tümörü tedavisinde kullanmıştır. Peygamber Efendimiz(SAS)'in de bazı hastalıklar için bal şerbeti içilmesini tavsiye ettiği bilinmektedir. 
Vaktiyle bir tanıdık bana 'Bal Tefsiri' adını taşıyan bir kâğıt vermişti. Okumuş ve ihtiyatla karşılamıştım. İçinde iyi niyet konusunda güzel bir örnek vardı. Ancak son bölümleri bana pek gerçekçi gelmemişti. Sonra bunun gerçekliğini araştırmaya karar verdim. 
TDV İslam Ansiklopedisi'nde bal tefsirinin dini bir metinmiş gibi kabul gördüğü belirtilerek, dini ve ilmi bir değerinin olmadığı ifade edilmektedir. 
Bir gün sizin de elinize bu bal tefsiri geçebilir. Bunun ne olduğunu bilmeniz açısından, sizinle de paylaşmak istedim. Ancak son bölümlerini buraya almayı uygun bulmadım. Sadece, insanların iyi niyetli olduklarında, hataları hoşgörü ile karşılayabileceklerine örnek teşkil etmesi açısından buraya alıyorum. Çoğunuz zaten ya duymuş ya da okumuşsunuzdur.
Bal Tefsiri
Bir gün Hz. Ali Efendimiz gazadan döndüler. Hz Ebu Bekir, Hz Ömer ve Hz Osman Efendilerimiz İmam Ali'nin hanesine geldiler. “Gazanız mübarek olsun, Allah'ın Arslanı” dediler. Hz. Ali bir kalaylı tas içinde onlara bal getirdi. “Buyurun” dedi. Hz. Ebu Bekir mübarek elini uzattı. Gördü ki balın içinde kıl var. Kılı aldı ve bir kenara attı. 
Hz. Ömer,  “Bizler Resul-i Ekrem'in vezirleriyiz. Fatımatü'z-Zehra (Ra) belki bizleri denemek için koymuştur. Dördümüz birden birer tefsir yapalım” dedi.
Hz. Ebu Bekir buyurdu:
“Namaz kılanların kalbi nurludur bu tastan. Dünya endişesini kalbine getirmeden namaz kılmak tatlıdır bu baldan.” 
Sonra Hz. Ömer buyurdu:
“Âlimlerin kalbi nurludur bu tastan. Âlimlerle sohbet etmek tatlıdır bu baldan. Kuran-ı Kerim'in manası incedir bu kıldan.” 
Ondan sonra Hz. Osman Efendimiz buyurdu:
“Misafir seven hane sahiplerinin kalbi nurludur bu tastan. Misafirli sofra tatlıdır bu baldan. Misafirin kalbi incedir bu kıldan.”
Ondan sonra Hz. Ali efendimiz buyurdu:
“Gazaya giden gazilerin kalbi nurludur bu tastan. Allah yolunda cenk etmek tatlıdır bu baldan. Kul hakkını üzerine geçirmeden, haram yemeden hanesine dönmek incedir bu kıldan.” 
*    *    *
Geçen Perşembe günü Elazığ'da ve Malatya'da meydana gelen depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah(CC)'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —