“Öğretmenlik Yaratıcının sanatıdır. Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum.” demiştir Hz. Ali. Bu ifadesiyle öğretmenlik sanatının ne kadar önemli olduğunu anlatmıştır.
Cumhuriyetimizin kurucusu ulu önder Atatürk “Bir millet irfan ordusuna malik olmadıkça savaş meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin yaşayacak netice vermesi, ancak irfan ordularıyla kaimdir. Muallimler! Yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden mahrum bir millet, henüz bir millet adını alma yeteneğini kazanmamıştır.” İfadesiyle öğretmenlerin devlet ve millet için önemine dikkat çekmiştir.
Altı asırdır adaletle hüküm süren Osmanlı İmparatorluğu 'nda başa geçen her padişah şehzade iken bir öğretmenin sorumluluğuna verilmiş. İmparatorluğun kaderi o muallime teslim edilmiştir. Bu sorumluluğun sahibi bu âlimler de çağlara damgasını vurmuşlardır. İstanbul'u maddi olarak Sultan Mehmet almıştır. Sultanın Fatih olmasını hocası Akşemsettin sağlamıştır. Osmanlıyı büyük yapanda ilim erbabına duyulan müthiş saygıdır.
Yavuz Sultan Selim ile vezirleri ve hocası at sırtında gitmektedir. Bir ara hocasının atının ayağından sıçrayan çamur Yavuz'un kaftanına yapışır. Her ne kadar hocası Yavuz'a karşı sözünü sakınmasa da istemeden de olsa bir saygısızlık yapılmıştır. Hocası mahcup başına önüne eğer. Yavuz geriye döner ve yaverine hitaben “Vasiyetimdir. Öldüğüm zaman üzerimde bu hocamın atının ayağından sıçrayan çamur bulunan kaftanımı sandukamın üstüne örtsünler. İnşallah bu çamur hürmetine affediliriz. Gerçektende ulu hakanın vasiyeti yerine getirilmiş ve sözü edilen kaftan Yavuz Sultan Selim'in sandukasını süslemiştir. Kazandığı zaferlerle koca Yavuz olmuştur ama bu hocasına olan tavrı onu daha büyük yapmıştır.
Geçmişte olduğu gibi günümüzde ve gelecekte öğretmenlerin insan hayatına etkisi inkar edilemez. Son derece kutsal bir mesleği icra eden öğretmenler, gösterdikleri fedakârlık, sabır ve özveriyle öğrencilerine ilmin dışında kalp ve gönül zenginliği sunmaktadır. Öğretmenlik, gücünü sevgiden alan, emek, özveri, sabır ve hoşgörü isteyen, bedeli hiçbir maddi karşılıkla ölçülemeyecek kadar değerli ve saygın bir meslektir. Ama bütün meslek mensuplarını yetiştirip hayata hazırlayan öğretmenlik mesleği ayrı bir kutsallık taşımaktadır.
Ülkemizin geleceğini emanet ettiğimiz çocuklarımızı hızla değişen dünyaya ayak uydurabilecek şekilde bilgili, donanımlı, dinamik ve açık fikirli bireyler olarak yetiştirmek için canla başla çalışan öğretmenlerimizin her zamankinden daha fazla enerjisine ihtiyacımız var. Öğretmenlerimizin de üstünüze düşen sorumluluğun farkında olduğunu biliyor, gösterilen hassasiyeti takdire şayandır.
Bu vesileyle; kutsal görevlerinin bilinciyle, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonrada aynı şevk ve heyecanla vazifelerini yerine getireceklerine inandığımız tüm öğretmenlerimizin “24 Kasım Öğretmenler Günü”nü kutlar, başta Başöğretmen Gazi M. Kemal Atatürk olmak üzere, şehit olan ve ebediyete intikal eden tüm öğretmenlerimizi rahmet ve minnetle anarken, tüm öğretmenlerimize mutlu, huzurlu ve sağlıklı günler diliyorum.
Daha nice öğretmenler gününü beraber kutlayabilmek umuduyla hepiniz Allah'a emanet olunuz. "