Selim EROĞLU

Tarih: 17.08.2023 09:02

ÇINARALTI SOBETLERİ

Facebook Twitter Linked-in

 Tarih 15 Ağustos’u gösteriyor. Hava mevsim normallerinin üstünde oldukça sıcak. Uzmanlar buna çöl sıcakları diyor.  Eyyâm-ı buhûr daha yeni geçmişti. 
İlçemiz eşrafından, Kızılay Başkanı Mehmet Aksuoğlu’nun muhterem babası Mazhar amcamızın cenaze merasimi için Pazar Camisinde toplanmış bulunuyoruz. İnsanlar oldukça kısa sürecek cenaze namazı için bile kaçacak gölgelik yer arıyor. Kızgın güneşin altında bir an bile kalmaya tahammülleri yok. Bölgemiz için fındık zamanı. Bir de fındıklıklarda, güneşin altında nafakasını temine çalışan emekçileri düşünmek lazım.
Seyfi Bey, ben ve arkadaşım Mustafa nefis muhasebesi yaparak namaz için gölge olmayan yeri tercih ediyoruz. Ön saftan biri söze karışıyor. Meğer Trabzon’dan Mustafa Uzun’la tanışıyorlarmış. 
Cenaze namazı sonrası uygun bir yerde sohbet etmeye karar veriyoruz. En uygun yer olarak meşhur çınaraltını tercih ediyoruz. Dört kişilik bir yer bulup oturuyoruz. Ortamın bizden daha tecrübelisi olan Seyfi Bey çaylarımızı söylüyor. Garson biraz gönülsüz, pek çay servisi yapmaya niyeti yok gibi. Sanki sıcak çarpmış. Gönülsüz ikramın tadı da olmuyor. 
Dursun Ali Düzenli ile ilk defa tanışıyoruz. Trabzon Çaykaralı’ymış. Uzun yıllar memleketinde ikamet etmiş. İnşaat mühendisiymiş. Yetmiş yaşında olduğunu söyledi ama hiç de öyle göstermiyordu. Siyasetle, ticaretle uğraşmış altı yıl önce hicret etmeye karar vermiş. Akbucak köyünden kırk dönüm yer almış hem de tapulu. Artık o da Terme’yi yurt edinmiş. 
Neden Terme diye sorduğumuzda, Terme arazi bakımından zengin, gelişmeye ve kalkınmaya müsait, insanları sevecen, huzurlu ve güvenli ve de oldukça ekonomik bir yer cevabını veriyor. “Altı yıldır burada yaşıyorum, çok da mutluyum, iyi ki buraya hicret etmişim.” diyor. 
Biz mi acaba yaşadığımız yerin kıymetini bilmiyoruz? Balık sudayken suyun kıymetini bilmezmiş misali. İlçemiz göç vermeye devam ettiği gibi göç almaya da devam ediyor. 
Seyfi Bey’in yeni çıkan ve ilçemiz için oldukça önemli olan “Terme’yi Yurt Edinenler” kitabından söz ediyoruz. Seyfi Bey her zamanki gibi gerekli notlarını alıyor. Kitabın ikinci baskısına Dursun Ali Düzenli’yi dahil etmeye karar veriyor. 
Anlaşılıyor ki Terme’yi yurt edinenlerin sayısı gün geçtikçe artıyor. Yeni bir mevzu ortaya çıkıyor. Ya Terme’yi terk edenlerin durumu? Onlar için de bir kitap yazılması gerekmez mi?
Dursun Ali Abi çok konuşkan birisi. Ömrünü siyasetle, ticaretle, ibadetle dolu dolu geçirmiş. Anlaşılıyor ki dağarcığı oldukça zengin. Kimseye söz hakkı vermeden saatlerce konuşuyor. Dikkati canlı tutmak için arada bizlere iltifat etmeyi ihmal etmiyor. Sohbetten ziyade o konuştu biz dinledik diyebiliriz. Sanki altı yıllık değil de yedi göbek öteden Termeli gibi.  
İlçemizin havasından mıdır suyundan mıdır bilinmez gelenler hiç yabancılık çekmiyor. Demek oluyor ki Terme’yi yurt edinmek isteyenlere kapılar ardına kadar açık. Her imkan var. Hiç bir zorluk yok. Bu kolaylığı ve rahatlığı başka yerde bulamazsınız. Ben bunu anladım. 
Çınaraltı tarihî, edebî, siyasî, dinî sohbetler için çok müsait. İnsanlara ilham veriyor. Dostlukları ziyadeleştiriyor. Kıymetini bilmek lazım. 
Çınaraltı sohbetleri geleneksel hale bile getirilebilir. Zaman zaman çınaraltında buluşmaya ne dersiniz? 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —