Bir Ramazan ayı daha geride kaldı; bayramı da idrak ettik. Bu yazıyı okuyan herkesin geçmiş Ramazan Bayramını tebrik ediyorum. Rabbim sağlık ve afiyetle gelecek Ramazan'a ulaşmayı nasip etsin.
Birkaç yıldır yaptığımız gibi bu sene de Ramazan'ı Samsun'da kızlarımın yanında geçirdim.
Bu sene de televizyonlarda iftar ve sahur programları yapıldı. Bir kanal hariç, en çok seyredilen televizyon kanalları sahur programı hazırlamışlar. Diğer zamanlarda değerlerimizi yozlaştıran, aile yapısına zarar veren programları ile tanınan bir televizyon kanalı bile sahur programı yapmış. Acaba bu, o kanalın suçlarını affettirmeye yeter mi?
Televizyonlardaki konuşmacılar, sadece iman ve ibadetten söz etmediler. Yardımlaşmadan, birlik ve beraberlikten, dürüstlükten, kul haklarından, Kuran-ı Kerim'deki kıssalardan ve İslâm tarihinde yaşanmış örnek olaylardan da bahsettiler.
Ramazan boyunca üç iftar davetine katıldım. İlki, SAMTER'in (Samsun Termeliler Kültür ve Yardımlaşma Derneği) 1 Nisan akşamı düzenlediği iftar davetiydi. İftardan önce bir program olacağını unutmuşum. Biraz da birbirimizi beklerken, ezana 5-10 dakika kala iki emekli öğretmen arkadaşla salona ulaştık. Yoğun bir katılım vardı. Selim Eroğlu arkadaşımızın yardımı ile bir masada kendimize yer bulduk.
İkincisi, yine Selim Bey'in daveti üzere Kalkancı Fatih Öğrenci Yurdu'ndaki iftara Emekli Öğretmen ve Yazar Rahmi Özen ile birlikte gittik. Samsun'da yaşayan Termeliler davet edilmişti. Kalabalık olmadığından gerek iftar öncesi ve gerekse iftardan sonra güzel bir sohbet oldu. Herkes bir diğerinin sözlerini duyabildi. Okullar ara tatile girdiği için az sayıda da öğrenci vardı.
Yurtta iftar giderlerini her akşam bir hayırsever vatandaş karşılıyormuş. O akşamın hayırseverleri, öğretmenler Selim Eroğlu ve Mustafa Gödek'ti. Allah niyetlerini ve hayırlarını kabul etsin.
Üçüncü davet, apartman komşumuzdan geldi. Allah onların da niyetlerini kabul etsin.
“Sofranızda fakir var mıydı?” diye bir soru geleceğini tahmin ediyorum. Kalkancı Yurdundaki öğrencilerin bu grupta olduğunu söyleyebilirim. Ancak her iftar davetinde fakirler olmayabiliyor. Tanıdıklar veya bir grubun mensupları iftarı vesile ederek bir araya geliyorlar. Kaldı ki, sofraya muhtaçları davet etmek için iftarı beklemek şart değildir. Ramazan dışında da pekala fakirlere ikramda bulunmak mümkündür.
TRT'nin, Ramazan'a mahsus bir güzel geleneği var. Diyanet İşleri Başkanlığı ile işbirliği içinde yedi yıldan beri “Kuran-ı Kerim'i Güzel Okuma Yarışması” düzenliyor ve her gün öğleden sonra ve 23.30'da olmak üzere iki defa TRT 1'de yayınlanıyor.
Bu sene ilk üç dereceyi alanların bölgemizden çıkması bizi ayrıca sevindirmiştir.
Yarışma birincisi Muhammet SAKA Trabzon- Vakfıkebir Yenicami müezzini, ikinci Ercan EFİLOĞLU Ünye Çamurlu Camisi görevlisi, üçüncü olan Okan SAĞDIÇ da Tokat Ali Paşa Camisi müezzinidir. Yani ilk üç dereceyi alanlar Karadeniz Bölgesinden çıkmıştır.
Bir diğer övünç kaynağımız da Terme Pazar Camisi İmamı Hasan IŞITAN'ın, grup yarışmasını birinci olarak geçmesi ve hafta finalinde 2'liği elde etmesiydi. Gönlümüz ilk sırada olmasını arzu ederdi. Jürinin kararına saygılıyız. Hasan Işıtan, ilçemizin adını duyurmuş ve başarıyla temsil etmiştir. Kendisini sosyal medyadaki paylaşımlarla tebrik ettik. Bir kere daha yürekten kutluyorum.
Final programında sadece bir siyasi parti liderini (aynı zamanda Cumhurbaşkanı) gördüm. Acaba diğer liderler davet edilmedi mi yoksa davet edildiler de gelmediler mi? Ben geçen yılki teklifimi tekrarlıyorum; Final gününe (bir parti hariç, onu siz tahmin ediyorsunuz) en azından TBMM'de grubu bulunan siyasi parti liderleri davet edilmeli ve onların da bu güzelliği yaşaması sağlanmalıdır.
Bir hususu daha eklemek istiyorum. Jüri Başkanı konumundaki Dr Mehmet Ali SARI, İzmir Yüksek İslam Enstitüsü'nden benim Kuran-ı Kerim hocamdır. Okul yıllığındaki kayda göre 1933 doğumlu olan hocamıza sağlıklı bir ömür diliyor, ellerinden öpüyorum.