Zeki ORDU

Tarih: 05.10.2023 13:51

SİYEZ BUĞDAYININ ANAVATANI: İHSANGAZİ

Facebook Twitter Linked-in

 İhsangazi… Bir bakarsan Sepetçioğlu Osman Efe'nin yurdu, bir bakarsan Şeyh Haraçoğlu'nun manevi diyarı, bir bakarsan siyez buğdayının anavatanı ve “Mergüze” adıyla bilinen asude bir memleket köşesi.
Haraçoğlu tahmini 800 sene önce Horasan'dan göçmüş; Hoca Sadettin Efendi önderliğinde Nakşibendi Dergâhında ibadetlerine devam etmiştir.
Sepetçioğlu Osman efe ise halk kahramanı bir yiğittir ve bir Yörük Türkmen'idir.
Bu kadar mukaddimenin ardından biraz da şehirden bahsedelim. İlçe merkezi son derece ferah ve temizdir. O bilindik şehir keşmekeşi yoktur. Şehrin en işlek yerinde bile tabiatı dinler gibi hissedersiniz kendinizi. 
Caddeler geniş ve trafik yok denecek kadar azdır. Şehre adımlarımı atar atmaz kendimi bir keşmekeşin içinden kurtulmuş gibi hissettim. Havanın oksijenini hisseder gibi olursunuz her nefes alışınızda. 
Merkez Camide ikindi namazını eda ettikten sonra, ayaklarım Belediye binasına doğru götürdü beni. Mart ayının daha ilk haftasıydı. Baygın bir güneş vardı şehrin üzerinde. Belediye binasından içeri adım atar atmaz ilk gördüğüm kişiye tanıttım kendim. Ünye neresi İhsangazi neresi. Tüccar değildi, vazifeli değildim. Tek gayem bu şirin ilçeyi ziyaret etmekti.  Memlekete döndüğümde ise İhsangazi ile gördüklerimi nakletmekti.
Kaç kişi bir yeri görmek için gider? Bunun net bilgileri elimizde yok. Biz İsangazi'den bahsedelim. 
Belediyeye girdiğimde beni Orhan Tutar Bey ile görüştürdüler. Belediye Başkanı bir vazifesi icabı Kastamonu merkeze gitmişti. Ben Orhan Tutar Bey ile ilçe üzerinde konuşmak isterken; Orhan Hocanın yüksek tahsilini Edebiyat üzerine yaptığını öğrenince sohbetin seyri değişti. İhsangazi başta olmak üzere mahalli ve genel kültürel konularda konuştuk.  Kendisinden istifade ettiğimi belirtmek isterim. Ayrıca verdiği faydalı bilgilerden dolayı da teşekkür ederim.
Orhan Tutar Hoca bana bir de yazmış olduğu şiirini imzalı olarak hediye etti. Bir edebiyatçı için bundan büyük hediye mi olur. O şiiri dünya mekânında mevcudiyetim devam ettiği müddetçe saklayacağım. Orhan Hoca ve İhsangazi ilçesiyle bir defa daha buluşur muyum bilmem. Olsun dünya küçük. Bugünün yarını da var.
Belediye binasından ayrılınca kullandığım bir ilacın bittiğini fark ederek bir eczaneye gittim. Orada eczacı bey ile sohbet edip biraz kaldım. Tam dışarı çıktığımda arabanın anahtarını kaybettiğimi sandım. Telaş ile belediye yöneldim ki mesai bitmişti. Tekrar eczaneye dönüp belediyeyi açtırmayı düşünürken anahtarın eczanede kaldığını öğrendim. Doğrusu biten ilacımı bulduğumdan daha çok sevindim.
Şehirde biraz daha dolaştım Buralara kadar gelip de İsalar köyüne uğramamak olmazdı. Doğru Haraçoğlu Camii ve Haraçoğlu Türbesi yanında buldum kendimi. Orda medfun olanların ruhuna Fatiha okuduktan sonra manevi havayı teneffüs ettim biraz. Mezarlar ürkütücü değildi. Sanki içinde kıymetli şeyler saklayan sandukalara benziyordu. 
Cami duvarında bir dörtlük vardı. Hafız Mustafa Karabeyoğlu imzalı dörtlük şöyleydi:
Mergüze şen bucak 

Sönmesin bu ocak 

 Şule ve Allah'ım  

Nurlansın nur ocak                                                                                                                                                 
 

İlçede ahali arasında Gabulca olarak bilinen “Ekşili pilav” mühim bir yiyecektir. Ayrıca Siyez Buğdayın yaklaşık 12 bin yıllık bir geçmişi olduğu söylenmekte ve her sene Siyez Buğdayı adına şenlikler düzenlendiği bilinmektedir.
Diğer gezdiğimiz yerlerde de olduğu gibi burada da vaktimiz dolmakta ve Kastamonu'nun Araç ilçesine doğru yola çıkma hazırlığına başlıyoruz. Halaçoğlu Türbesi ve Halaçoğlu Camii haziresinden ayrılırken geride kalanlar için bir Fatiha daha okuyoruz ruhlarına.
Mergüze'den ayrılmak bize zor gelse de yolumuzun üzerinde daha çok yer var görülecek. Başta Orhan Tutar Bey olmak üzere bize yol gösteren, bilgi veren herkese teşekkür ederim. 
 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —